10. Hukuk Dairesi 2018/5658 E. , 2020/1942 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, 03.05.2014 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile sigortalı için yapılan tedavi masraflarının rücuan tahsilini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... vekili, olayın iş kazası olup olmadığının araştırılmasını, kusurlu olmadıklarını, davada üçüncü kişi olduklarının gözetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, kusurlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kabulü ile;
Tazmini gereken toplam kurum zararı olan 84.219,02 TL"nin
- 50.858,26 TL tutarındaki peşin sermaye değerli gelire gelirin onay tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren,
1574.36 TL tutarındaki tedavi giderinin sarf tarihi olan 03/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı kuruma verilmesine;
- 31.786,40 TL tutarındaki peşin sermaye değerli gelire gelirin onay tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ... İnşaat Gıda Nak. Tem. San ve Tic. Ltd. Şti"nden tahsili ile davacı kuruma verilmesine,”dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“…dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği ve tüm dava dosyası kapsamı dikkate alınmak sureti ile HMK"nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar ceza dosyasında mahkum olan sanık/sanıklara bir miktar kusur izafe edilmesi gerekmekte ise de, davacının bu durumu istinaf sebebi olarak ileri sürmediği ve kamu düzeni ile de ilgisinin de bulunmadığı anlaşıldığından bu konu inceleme dışı bırakılmıştır.” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; davalıların borcun tamamından sorumlu olduklarını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dava; 03.05.2014 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin ve sigortalıya yapılan tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 12. maddesi hükmüne göre alt işveren , bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Alt işveren sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davalı şirket ile dava dışı Gaziantep ... Belediyesi arasında yapılan anlaşma uyarınca sekiz adet park yapımı işi kapsamında park inşaatı sırasında kilit taşı döşeme işinde çalışan müteveffa sigortalının davalı ... idaresindeki aracın tekerleği altında kalması sonucu söz konusu olayın meydana geldiği belirgin olup, her ne kadar davalılar hakkında karar verilmiş ise de, dava dışı belediyenin asıl işverenlik sıfatı olup olmadığı irdelenmek suretiyle (ilgililer arasındaki tüm sözleşmeler getirtilerek), kusur durumları belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
2- Aynı olay nedeniyle yürütülen ceza dava dosyasında, işyeri yetkilisi olan ... ve kepçe operatörü ...’ın asli kusurlu olduğu kabul edilerek ceza verildiği ve dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi incelemesinden geçtiği anlaşılmakla, ceza davasında kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, ilgili dosyanın kesinleşip kesinleştiği araştırılmak suretiyle, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile kusurlu bulunan dava dışı ...’ya da herhalde bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilerek, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.