18. Ceza Dairesi 2017/4745 E. , 2019/9355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun, birden fazla kamu görevlisine karşı gerçekleştirilmiş olmasına karşın TCK"nın 43. maddesi uygulanmamış ise de aleyhe temyiz bulunmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK’nın 179/3. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, alkol veya uyuşturucu maddenin kullanımının yeterli olmadığı, Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, böyle bir tespit yapılmamış olsa bile, bireysel faklılıkları da elemine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulünün gerekmesi, olay sırasında sanığın emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olduğuna dair dışa yansıyan herhangi bir davranışının saptanmamış olması nedeniyle, 19/02/2013 günlü tutanağı düzenleyen zabıt mümzileri dinlenerek, sanığın olay sırasında emniyetli bir şekilde araç kullanamayacağına ilişkin dışa yansıyan davranışlarının olup olmadığı sorularak, 0.69 promil alkollü olduğu yönündeki rapor, bu rapor ile olay anındaki zaman aralığı da dikkate alındığında belirlenen alkol düzeyine göre sanığın emniyetli bir şekilde araç kullanıp kullanamayacağına dair uzman görüşü alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, açıklanan şekilde araştırma yapılmadan eksik inceleme neticesinde karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.