14. Hukuk Dairesi 2018/2856 E. , 2021/2623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19/03/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçı alacaklısının mirasın reddinin iptali isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan ... 14. İcra Dairesinin 2014/8034 Esas ve 5. İcra Dairesinin 2015/332 Esas sayılı takip dosyalarına konu borçları nedeni ile alacaklı olduğunu, davalının 03.10.2014 tarihinde ölen mirasbırakan babası Mustafa Durmuş’un mirasını ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/2817 Esas, 2014/2706 Karar sayılı dosyasında reddettiğini, davalının mirası kötüniyetle ve müvekkilinin alacağını tahsiline engel olma amacıyla reddettiğini belirterek mirası reddin iptalini istemiştir.
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 617/1. maddesi) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 617. maddesi) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir. (İcra İflas Kanununun 105 ve 143. maddeleri) Davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli olması halinde veya yeterli olmamasına karşın davalının yeterli güvence göstermesi halinde talebin reddine karar verilmesi gerekir. Açıklanan yönde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, mirasçının, mirası reddetmesinin nedeni, alacaklılarına zarar verme amacıyla mirası reddedip etmediğini tespit edebilmek için terekenin aktif ve pasifinin mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile belirlenmesi de gerekmektedir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasbırakanın malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile mirasbırakanın varsa borçları ve miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.