22. Hukuk Dairesi 2017/23470 E. , 2019/16376 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 21.07.2009- 30.11.2012 tarihleri arasında çalıştığını, davalı şirketin iş yerini kapatacağını, ilan ettiği işçileri işten çıkartacağını, istifa dilekçesi vermeleri şartıyla kıdem tazminatı ve diğer alacaklarının ödeneceğini bildirdiğini, bunun üzerine davacının kıdem tazminatını alabilmek için istifa dilekçesi verdiğini, davalı şirket tarafından davacıya alacakları karşılığı olarak ödeme yapıldığını; ancak, ihbar tazminatının ödenmediği gibi, kıdem tazminatının da eksik ödendiğini, davalı işyerinin kapalı durumda olduğunu, davacının yıllık izinlerini eksik kullandığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini zorlayıcı sebep nedeniyle İş Kanunu"nun 24. maddesinin III. bendi uyarınca feshettiğini, kendisine kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, dava konusu ettiği alacaklarının bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek ihbar tazminatı istemi reddedilmiş, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı; ancak, yapılan ödeme nedeniyle kıdem tazminatı alacağının bulunmadığı, ayrıca bilirkişi raporunda hesap edilen yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında hüküm altına alınan yıllık izin ücretine yürütülen faizin başlangıç tarihi açısından taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı vekili davasını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava olarak açmış, bilirkişi raporundan sonra Mahkemenin 2016/54 esas sayılı dosyası üzerinden bakiye alacakların tahsilini talep etmiş; açılan ek dava tensiple eldeki dava ile birleştirilmiştir. Bu itibarla, davacının açtığı ilk davanın kısmi dava, ikinci davanın bakiye alacakların tahsiline yönelik ek dava olduğu dikkate alınarak, yıllık izin ücreti bakımından, bu alacağın kısmi dava ile istenen kısmı yönünden kısmi dava; ek dava ile istenen kısmı yönünden de ek dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, infazda tereddütlere neden olacak şekilde iki dava olduğu halde dava tarihi belirtilmeden sadece "dava tarihinden" itibaren yazılmak sureti ile faize karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple,
Temyiz konusu kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine; "Davacının yıllık izin ücretine ilişkin davasının KABULÜ ile, 50,00 TL yıllık izin ücretinin dava tarihi olan 30/01/2015 tarihinden; 170,01 TL yıllık izin ücretinin ise ek dava tarihi olan 15/02/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde ilgiliye iadesine, 16.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.