12. Ceza Dairesi 2020/181 E. , 2020/1786 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kanun Yararına Bozma Bürosu
Karar Tarihi : 19/04/2019
Haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından şüpheliler ...,...ve... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda ...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22.02.2019 tarihli ve 2017/91976 soruşturma, 2019/11748 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci...1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19.04.2019 tarihli ve 2019/1423 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, ...Cumhuriyet Başsavcılığınca “...şüphelilere atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak yeterli delil elde edilemediğinden, şüpheliler hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan öncesinde soruşturma yürütüldüğü ve tarafları ve konusu aynı olan olayla ilgili olarak ikinci kez soruşturma yürütülemeyeceğinden, her ne kadar müştekiler şikâyet dilekçelerinde kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etme, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını şikayet dilekçelerinin suç kısmına eklemiş iseler de dilekçelerinden ve alınan beyanlarında bu suçlara ilişkin şüphelilerin eylemlerinin nasıl gerçekleştirdiklerini belirtmedikleri ve delillerini de eklemedikleri hususu da göz önüne alındığında bu suçların unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından ...” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, anılan karara karşı yapılan itiraz hakkında merciince “...dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda açıklanan gerekçeler ve vasıflandırma bağlamında ‘suçun unsurları itibariyle oluşmadığı’ sebebi ile verildiği görülen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğu...” gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, inceleme konusu dosyada müştekiler ... ve ...nun, ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/374 (Kapatılan ...10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/321 esas) sayılı dosyasında sanık sıfatıyla suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, nitelikli yağma, nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve mala zarar verme suçlarından yargılandıkları ve yapılan yargılama neticesinde 21.11.2013 tarihinde 2013/148 karar sayısı ile mahkûmiyetlerine karar verildiği, bahsi geçen dosyada ... ve ... isimli şahısların müşteki sıfatlarının bulunduğu anlaşılmakla, anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki ... vekili tarafından sunulan 11.03.2019 tarihli itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere dosya içerisinde bulunan ...’ın 21.03.2018 tarihli ve ...in 03.05.2018 tarihli dilekçeleri nedeniyle iddialara ilişkin ayrıntılı şekilde tanık beyanlarının alınması, iddia olunan suçlar yönünden şüpheli ...’nun beyanın alınması, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etme, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suçları yönünden müştekiler veya müştekiler vekilleri tarafından delil sunulması beklenmeksizin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bizzat delil toplanmasına yönelik soruşturma yapılması ve toplanacak diğer deliller ile şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 20.12.2019 tarihli ve 94660652-105-35-12679-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2019 tarihli ve 2019/132873 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın gerek kanun yararına bozma isteminin haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına yönelik olmasına, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesindeki; “Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne, kanun yararına bozma istemine konu suçlardan en ağırının silahlı terör örgütüne üye olma suçu olmasına, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 02.05.2018 tarihli ve 2018/22-84 sayılı kararına göre, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince, kanun yararına bozma isteminin incelenmesi görevi Yargıtay 16. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.