Esas No: 2021/8347
Karar No: 2022/842
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8347 Esas 2022/842 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8347 E. , 2022/842 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2020/2895-2021/1021
İlk Derece
Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, aksine işlemin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi ve ödenmeyen aylıkların faiziyle ödenmesi istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili özetle, yurt dışı borçlanması yaparak 5.8.2019 tarihinde bulunduğu yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddi üzerine aksine işlemin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanmasına ve ödenmeyen aylıkların faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, yaşlılık aylığı tahsis koşulları oluşmadığından tahsis talebinin reddedildiğini ve Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince “... Hollanda'da sigorta başlangıç tarihi 01.01.1998 tarihidir. Dosya arasına celp edilen borçlandırma tablosuna göre davacı 01.01.1998 tarihinden önce geçen 1978 gün ev kadınlığı süresini, 15.03.2018 tarihinde borçlanmıştır. Davacının ev kadınlığında geçen 1978 günün sigortalılık başlangıcı olan 01.01.1998 tarihinden geriye götürülerek davacının yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları belirlenmelidir. 1978 gün; 5 yıl 5 ay 28 güne denk gelmektedir. Buna göre; 01.01.1998 (fıilen çalışmaya dayalı sigortalılık başlangıç tarihi) tarihinden, ev kadınlığında geçen borçlanma süresi toplamı olan, 5 yıl 5 ay 28 gün geriye gidilmek sureti ile bulunan tarih ise 03.07.1992 tarihi sigortalılık başlangıcına esas alınması gereken tarihtir. Yurt dışında ev kadını olarak geçen sürenin borçlanması ile tespit edilen 03.07.1992 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınacaktır. Kadın sigortalılar için kademeli geçiş tablosuna göre 23.05.2002 tarihinde; tespit edilen 03.07.1992 tarihi esas alındığında; davacının 9 yıl 10 ay 20 gün sigortalılık süresi bulunmakta olup; buna göre davacı 20 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş 5600 prim ödeme gün sayısı ile yaşlılık aylığına hak kazanacaktır. Davacı 25.03.1970 doğumludur. Kurumun 07.11.2019 tarihli yazısında davacının 5640 prim gün sayısı bulunmaktadır. Davacı tahsis talep tarihi olan 05.08.2019 tarihi itibari ile 49 yaş 4 ay 10 günlüktür. Buna göre davacı tahsis talep tarihi olan 05.08.2019 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazanmak için aranan 20 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş ve 5600 gün sayısını sağlamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının tahsis tarihi olan 05.08.2019 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları olan 20 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş ve 5600 prim ödeme gün sayısı şartlarını yerine getirdiğinin tespiti ile, yaşlılık aylığını iptale eden kurum işleminin iptaline, davacının 05.08.2019 tarihinden itibaren yaşlılık aylığını kazandığının tespitine, davacının hak kazandığı her bir aylığın yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.” gerekçesi ile, “...Davacının davasının kabulüne,
Yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptaline,
Davacının 05.08.2019 tarihinden itibaren yaşlılık aylığını kazandığının tespitine,
Davacının hak kazandığı her bir aylığın yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,...” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, yapılan Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince “...Bu halde incelenen kararın usûl ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu anlaşılmış ve HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile, “...Davalı Kurum vekilinin ... 1. İş Mahkemesi 23/09/2020 tarih ve 2019/535 Esas - 2020/416 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca esastan reddine, ...” karar verilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
Davalı vekili, yapılan Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 25.3.1970 doğumlu davacının 26.9.2017 tarihinde Kuruma verdiği borçlanma talep dilekçesi ile çalışılan, boşta geçen ve ev kadınlığı sürelerinden başlangıçtan itibaren emekliliğe yetecek kadar süreyi gün belirtmeksizin borçlanma talebinde bulunduğu, davalı Kurumun 21.3.1991-8.8.1995 arasında ev kadınlığı süresi, 1.1.1998-31.12.2005 arasında çalışma ve işsizlik süresi, 29.6.2008-27.8.2008 arasında ev kadınlığı süresi, 28.8.2008-23.8.2009 arasında çalışma ve işsizlik süresi olmak üzere tahakkuk hazırladığı, borçlanmanın 15.3.2018 de kısmen ödendiği, davacının borçlanma için ibraz ettiği yurt dışı belgelerinde, 1.1.1998-31.1.2014 tarihleri arasında Hollanda’da hizmetlerinin bulunduğu, 1.1.1998-31.1.2014 tarihleri arasında Hollanda ikametgah kaydının bulunduğu, Türkiye’de 1.5.2015-10.8.2017 tarihleri arasında zorunlu 4/b kapsamında, 10.7.2015-20.7.2015, 29.8.2017-26.9.2017 tarihleri arasında 4/1-a kapsamda hizmetlerinin bulunduğu, davacının yurt dışı borçlanmalarının 20.3.1991-22.10.2005 tarih aralığına 4/1-a kapsamda hizmetler olarak alındığı, davacının 5.8.2019 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebine istinaden aylık bağlanmaması üzerine eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, davacının sigorta başlangıç tarihinin 1.1.1998 olarak kabulü ve davacının yaptığı 1978 günlük ev kadınlığı borçlanmasının bu başlangıç tarihini 1978 gün kadar başa çekmesi ile sigortalılık başlangıç tarihinin 3.7.1992 tarihi olacağından bahisle davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanunun 5. maddesi; “Madde 5 – (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) (Değişik fıkra:17/7/2019-7186/10 md.)Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.(Ek cümle: 10/9/2014-6552/29 md.) Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.
(Ek fıkra:17/7/2019-7186/10 md.) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması hâlinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.” düzenlemesini içerir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde,
1- Yasanın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5.madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekecektir. Bu nedenle, söz konusu borçlanılan sürelerin ilgili dönemlere değilde, borçlanılan tarihten geriye doğru hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Türkiye’de yaşlılık aylığı bağlanması için esas alınacak sigortalılık başlangıç tarihi, davacının Hollanda sigortasına giriş tarihi olan 1.1.1998 tarihi olup yaşlılık aylığı tahsis koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi gerekirken, ev kadınlığı borçlanması kadar geriye götürülerek ev kadınlığı borçlanmasındaki bir tarihin sigorta başlangıç tarihi olarak tespiti ve giderek yaşlılık aylığı tahsis koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.