MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 21/03/2011 gününde verilen dilekçe ile ölüm ve cismani zarar sebebiyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; idari yargı görevli olduğundan davanın görev yönünden reddine dair verilen 20/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacıların, davalılardan....Üniversitesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, tedavi hatası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, idari yargı görevli olduğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen 09/10/2012 tarihli davanın görev yönünden reddine dair ilk kararının, Dairemizin 25/03/2013 gün, 2013/1544 esas, 2013/5409 karar sayılı ilamı ile davalı ... bakımından, gerçek kişilere karşı idare mahkemesinde dava açılamayacağı gerekçesiyle bozulduğu, davalı ... açısından ise temyiz istemi reddedilerek bu davalı bakımından kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, her iki davalı yönünden de davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak 09/10/2012 tarihli ilk karar, davalı ... açısından kesinleşmiştir. Bozma ilamına uyulduktan sonra, adı geçen davalı yönünden yeniden hüküm kurulması ve devamında vekalet ücreti de yükletilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2- Davacıların, davalılardan ..."ya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar, doktor olan davalı ..."nın tıbbi müdahalede kusurlu davranması neticesi oğulları....."nın bedensel ve zihinsel bakımından %94 özürlü ve epilepsi hastası olarak kaldığını, tedavisinin halen devam ettiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece, davaya bakma görevinin idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
İdari yargı yerlerinde açılacak davalarda husumetin kimlere yöneltileceğine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idare kurumu dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Şu halde, gerçek kişi aleyhine açılan eldeki davanın görüm ve çözüm yeri idari yargı olmayıp adli yargı yeridir. Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen Anayasa"nın 129/5. maddesi, kamu görevlilerinin hizmet kusurları nedeniyle açılacak davalarda husumeti düzenlemektedir. Davalı gerçek kişi bakımından anılan yasal düzenleme uyarınca husumet konusunda değerlendirme yapma görevi de mahkemeye aittir. Mahkemece davalı ... ile ilgili olarak husumet konusunda değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.