4. Hukuk Dairesi 2016/12551 E. , 2017/1078 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 10/12/2009 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 13/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalıların 2. Kolordu Kantin Başkanlığına ait çeşitli kantin şubelerinde görev yaptıklarını, 2001 yılı içerisinde kantin hesaplarındaki usulsüzlükleri nedeniyle idarenin zarara uğradığını, 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca soruşturma başlatıldığını ve kamu davası açıldığını, davaya bakan 2. Kolordu Askeri Mahkemesi tarafından da davalı 36 şüpheli hakkında görevi ihmal suçundan soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini, 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca soruşturmaya başlanmış ise de zamanaşımının dolması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, uğranılan kamu zararından davalıların sorumlu olduklarını belirtilerek tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılardan ..., ..., ..., ..., ... davanın zamanaşımı yönünden, davalılar ..., ... ise esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca zamanaşımının zarar ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde 10 yıl olduğu, davacı idarenin 2005 yılında zararı ve davalıları öğrenmesine rağmen iş bu davayı 2009 yılında açtığı belirtilerek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı, bir talep veya dava hakkının kanunda tayin edilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla, borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukuki müessesedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip, sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme niteliğini ortadan kaldırır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818
./..
-2-
sayılı Borçlar Kanunu"nun 140. (TBK 161) maddesinde düzenlenen; "Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hakim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz" kuralında da vurgulandığı üzere, zamanaşımı kişisel bir savunma nedeni (def"i) olup, bütün öteki savunmalarda olduğu gibi ve özellikle itiraz nedenlerinden farklı olarak, savunulmadığı takdirde mahkemece re"sen gözetilemez ve uygulanamaz. Diğer bir deyişle; zamanaşımının davayı etkisiz bırakması, kendiliğinden gerçekleşmemekte ve ancak borçlunun iradesine bağlı bulunmaktadır.
Somut olayda; davalılardan ..., ..., ..., ..., ... tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Diğer davalılar tarafından ise zamanaşımı defi ileri sürülmemiştir. Zamanaşımı def"i ancak ileri süren davalı yönünden değerlendirilebilir. Zamanaşımı def"i, açıkça ileri sürmeyen diğer davalıya sirayet etmez. Zamanaşımı savunmasında bulunan davalılar ..., ..., ..., ..., ... yönünden, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu irdelenirken, bu davalılarla birlikte zamanaşımı definde bulunmayan diğer davalılar hakkında da açılan davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru değildir. Davalılardan ..., ..., ..., ..., ... dışında kalan ve zamanaşımı defi ileri sürmeyen davalılar yönünden işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.