19. Hukuk Dairesi 2017/5374 E. , 2019/2574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin ve intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu"nun tebliğ ve kararları nedeniyle öngörülenden daha erken tarihte sonlandırıldığını, bu nedenle davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizleriyle birlikte müvekkili şirkete iade etme yükümlülükleri olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı malikin taşınmazları üzerindeki intifa hakkının terkini için davacı tarafça ödenen toplam 10.083,63 TL"nin avans faizi ve KDV"si ile birlikte davalılardan tahsiline ve mütemmim cüz niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısım 3.736,22 TL"nin avans faizi ve KDV"si ile birlikte davalı bayiden alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... 21.04.2011 tarihli celsede davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme davacı şirket ile davalılardan ... Kardeşler arasında bayilik sözleşmesi olup, sözleşmenin 29.03.2010 -15.09.2010 tarihlerinde yapıldığı ve 5 yıl için düzenlendiği, 5 yıl sonra kendiliğinden yenileneceğine ilişkin şartın çıkarıldığı, bu haliyle sözleşmenin 2015 yılına kadar ayakta olduğu, davanın açıldığı 2010 tarihi itibariyle sözleşmenin geçerli olup, beş yıl sonra taraflar arasında akdi ilişkinin devam edip etmeyeceği ve ne şartlarda devam edeceğinin belli olmadığı, akdi ilişki devam ettiği sürede davacının talep ettiği gider kalemleri yönünden açılmış davanın erken açılmış bir dava olduğu, bu nedenle sözleşme sona erdiği tarihteki duruma göre beş yıl önceden değerlendirme yapılamayacağı, tarafların sözleşme sonundaki iradelerinin nasıl ortaya konulacağının bilinmeyeceği gerekçesiyle erken açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.05.2013 tarih, 2013/2895 Esas ve 2013/8510 Karar sayılı bozma ilamında ;”Mahkemece akdi ilişkinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada mevcut 01.03.2010 tarihli ihtarnamede davalı şirket bayiliği feshettiğini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece anılan ihtarname üzerinde durulup, tartışılarak akdi ilişkinin devam edip etmediği hususunda gerektiğinde keşif yapılıp, bilirkişi raporu alındıktan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu neticesinde, davalı yanca akdin fesih bildirimi ile sona erdiği, davacı yanın terkin harcı olarak davalı adına yaptığı ödemenin, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına ve sunulan belgelere göre 8.193,03 TL olduğu ve bunun davalılardan tahsili gerektiği, sabit yatırımların süreye bağlı yatırımlar olmaması nedeni ile aslında iadesinin ve bedelinin istenemeyeceği ancak erken fesih dönemine ve sözleşmenin toplam süresine göre oranlama yapılarak iadesi gereken yatırım bedelinin 3.610,38 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece uyulan 09/05/2013 tarihli bozma kararımızda gerektiğinde keşif yapılıp,bilirkişi raporu alınması gerektiği işaret edilmiş ise de mahkemece dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu yeterli araştırma ve inceleme içermediği gibi hükme dayanak yapmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş, mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının, yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde, sözleşmenin bakiye süresine tekabül eden kalemlerin tutarlarının belirlenmesi suretiyle, bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek varılacak uygun sonuca göre, bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin yargılama giderine ilişkin temyiz itirazlarının ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.