Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10160
Karar No: 2022/787
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10160 Esas 2022/787 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10160 E.  ,  2022/787 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi :... 16. İş Mahkemesi

    Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, davacının davalı işveren adına kayıtlı ... sicil numarasıyla tescilli işyerinden verilen 01.10.1985 işe giriş tarihli işe giriş bildirgesi dayanak alınmak suretiyle, 01.10.1985 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine ve tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili, işe giriş bildirgesinin sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını; işyeri dönem bordrosunda ismi yer almayan davacının, bildirgede belirtilen tarihteki eylemli çalışmasının Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini, davacının 01.10.1985 tarihindeki çalışmaları kabul edilse dahi, 506 Sayılı Yasa'nın 60/G maddesi ve Ek Geçici 1. Maddesinin 3. Fıkrası gereğince sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu 31.03.1990 tarihi olarak dikkate alınacağını ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince emeklilik şartlarının da 18 yaşını doldurduğu tarih olan 31.03.1990 tarihine göre belirleneceğini bu durumun Kurumca esas alınan 01.10.1987 tarihine göre daha geç emeklilik şartlarına haiz olmasına sebep olacağından davacının, işbu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; davada zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının, müvekkilinin yanında çalışmadığını, işe giriş bildirgesi verilmiş olmasının kesin olarak çalıştığının bir göstergesi olmadığını, davacının iddia ettiği tarihlerde 18 yaşından küçük olması nedeniyle açmış olduğu davanın yok hükmünde olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, “davanın reddine,” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Özellikle, bordro tanıkları ... ve ...'ün kendilerinin çalışmalarının bulunmadığına yönelik ifadeleri ile ...'in davacının çalışmasının olmadığına ilişkin ifadesi dikkate alındığında, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı gerekçesiyle ‘’... 16. İş Mahkemesi'nin, 23.02.2021 tarihli, 2019/44 E, 2021/71 K. sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,’’dair karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili ; mahkemece beyanları esas alınan ... ve ...'ün yargılama aşamasında davalı işveren adına kayıtlı işyerinde çalışmadıkları halde sigortalı bildirimlerinin olduğuna ilişkin beyanlarına rağmen anılan tanıkların, davalı işveren aleyhine açtıkları sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti ve hizmet tespiti davalarını kazandıklarını ve bu kararların kesinleştiğini, anılan tanıkların çalışmaları olmadığına ilişkin beyanlarının esas alınması halinde davacının, davalı işverenin işyerinde çalışıp çalışmadığını bilemeyeceklerini, bu tanıkların dava dosyalarının incelenmediğini, davalı tanığının beyanının gerçeğe aykırı olduğunu, bordro tanığı ...'ün yeniden beyanının alınması gerektiğini, davacı tanığının samimi beyanına itibar edilmesi gerektiğini, dosyaya ibraz edilen fotoğrafın dikkate alınmadığını, davanın kabulü gerektiğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
    Sigortalılığın tespitinde, yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunun da inandırıcı ve yeterli delillerle ispatlanması gerekmektedir. Bu amaçla; sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma veriliş tarihi, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, varsa imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olup sonraki dönemde gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı saptanmalıdır.
    Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, öncelikle davacının davasını somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında işverenin kim olduğu, işyerinde ne iş yaptığı, başka çalışan olup olmadığı, idarecilerin kim olduğu, işyerinin nerede olduğu ve komşularının kimler olduğunun davacıya sorulup açıklattırılması gerektiği, ayrıca tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir. (HGK 29.06.2005 gün ve 2005/21-409- 413, 23.12.2009 gün ve 2009/10-581-619, 10.02.2010 gün ve 2010/10-72-72, 21.09.2011 gün ve 2011/10-527– 552)
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı ...’a ait ... isimli işyerinden düzenlenen 01.10.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin 31.10.1985 te Kurum kayıtlarına intikal ettiği, işyerinin 02.01.1985 ile 30.09.1985 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu,dönem bordrosunda isimleri bulunan ...,... ve ... adlı kişilerin tanık olarak dinlendikleri , ... ve ...’ın davalı işyerinde çalışmadıkları yönünde beyanda bulundukları ancak ... tarafından ... 2.İş Mahkemesinde aynı işyerine ilişkin sigortalılık başlangıç tespiti davası açıldığı kabul kararı verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği,aynı şekilde ... tarafından da ... 2.İş Mahkemesinde aynı işyerine ilişkin sigortalılık başlangıç tespiti davası açıldığı kabul kararı verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece tanıklar ... ve ...’ün kesinlemiş mahkeme kararları da eklenerek bu şahısların onlar mı oldukları irdelenip ,davacı tarafından sunulan işyerinde çalışırken çekildiği belirtilen fotoğraftaki kişinin davacı olup olmadığı araştırılarak , 01.10.1985 tarihli işe giriş bildirgesi üzerinde bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılmak suretiyle aidiyeti saptanarak eylemli çalışmanın var olup olmadığı, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 20.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi