11. Hukuk Dairesi 2016/12734 E. , 2018/1488 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasında görülen davada.....e verilen 17/03/2016 tarih ve 2015/136-2016/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilini 12/07/2010 tarihinde 33 pay hisse alarak daval şirkete ortak ve müdür olduğunu, 07/01/2011 tarihinde hissesini ..."na devrettiğini, devir işleminin oybirliğiyle yönetim kurulunda kabul edildiğini, müdürlük görevini de yönetim kurulunun 14/08/2010 tarih 10 nolu kararı ile bıraktığını, ancak ..... tarafından borç çıkarıldığını, bunun üzerine araştırdıklarında müvekkilinin bilgisi ve isteği dışında şirkette müdür olarak gösterilmeye devam edildiğini öğrendiğini, Ticaret Sicil Gazetesine hisse devredenin bildirme ve yayınlatma zorunluluğu olmadığını, devralan ve şirket yetkililerinin sorumlu olduğunu, ortaklar kararı ile karar defterine yazılarak müdürlük görevinin sona erdiğini, başka bir işleme gerek olmadığı gibi ticaret siciline tescilin zorunlu olmadığını ileri sürerek şirkette yönetici ve ortak olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davacının halen ....nin kanuni ortağı ve müdürü olduğu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılardan ..., davacının sahip olduğu 33 hisseyi devraldığını ve daha sonra ...’e devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şirket karar defterine göre 12.07.2010 tarihli kararla şirket ortaklarının ve müdürlerinin ..., ... ve ... olduğu, 14.08.2010 tarih 10 sıra nolu kararla ... ve ..."un müdürlük yetkilerinin 14.08.2010 tarihi itibariyle sona erdirilmesine oybirliği ile karar verildiği ve tüm ortaklarca imzalanarak noter tasdikinin yaptırıldığı, buna göre davacının müdürlükten azledildiği ve 14.08.2010 tarihinden itibaren müdürlüğünün sona erdiği; davacının sahip olduğu 33 hisseyi 07/01/2011 tarihinde.....evrettiği, karar defterinden anlaşıldığı üzere 07/01/2011 tarih 11 nolu karar ile şirket ortaklarından ..."un şirketteki 33 hissesinin ..."na devri hakkında oybirliği ile karar
-/-
alındığı, ancak pay defterinde bu devre ilişkin bir kaydın olmadığı, hisse devrinin birbirini takip eden üç işlemin yapılması halinde gerçekleşmiş olacağı, buna göre önce noterde hisse devir sözleşmesinin tasdikinin yapılması, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakatı ve devrin pay defterine işlenmesi gerektiği, pay defterine kayıt yapılmadığından hisse devir işleminin tekemmül etmediği, davacının halen şirket ortağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkette müdür olmadığının tespiti talebinin kabulü ile, davacının davalı şirkette müdürlük yetkisinin 14.08.2010 tarihi itibariyle sona erdiğinin tespitine, davacının davalı şirkette ortak olmadığının tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28/02/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
...
...
KARŞI OY
Uyuşmazlık, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde noter sözleşmesi ile devredilen ve ortaklar kuruluncada muvafakat edilen davacıya ait limited şirket paylarının davalı ..."na devrinin, şirketin pay defterine kayıt edilmediği halde pay sahipliğinin adı geçen davalıya geçip geçmediğine ilişkindir.
Yerel mahkemece, uyuşmazlıkta uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK 520 maddesi gereğince, devrin şirket pay defterine kaydedilmediği, devir işleminin tekemmül etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yazılı gerekçe ile temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğünden sonra açılmış olup, TTK"nın Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki 6103 sayılı Yasa"nın 3. maddesinde aynı Yasa"nın 2. maddesine istisna getirilerek "Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukuki ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Pay devrine ilişkin hususlar taraf iradelerinden bağımsız, kanunla düzenlenen hukuki ilişkiler olduğu için, bunlar 6102 sayılı TTK"nın yürürlüğüne girmesinden sonra yeni kanun hükümlerine tabi olup somut uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Limited şirket payının devri 6102 sayılı TTK"nın 595 maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre pay devrinin ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması, tarafların imzalarının Noterce onaylanması zorunlu olup, mülga 6762 sayılı TTK 520/1 maddesinde yer alan "Bir payın devrinin, şirket hakkında pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade edeceğine" ilişkin düzenleme 6102 sayılı TTK 595 maddesine alınmamıştır.
6102 sayılı Yasa, devir keyfiyetinin pay defterine yazımını zorunlu görmemiştir. Genel Kurulun devre onay vermesi veya vermiş sayılması pay sahipliği sıfatının kazanılması için yeterli sayılmıştır.
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, davacı, davalı şirketteki paylarını diğer davalıya 6103 sayılı Yasa"nın 3. maddesine göre uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6102 sayılı Yasa"nın 595 maddesine uygun şekilde devir etmiş olup yine, TTK 620 maddelerine uygun şekilde ortaklar kurulunca devre onay verilmiştir. Pay devri ortaklar kurulunun onama kararı ile tamamlanmıştır. Devir keyfiyetinin pay defterine yazılması, pay sahipliğinin kazanılmasında ya da kaybedilmesinde etkili olmayan bir usul işlemidir.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
Kaldı ki bir an için sayın çoğunluğun kabulünde olduğu gibi uyuşmazlıkta mülga 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülse bile devrin pay defterine kaydı, hisse devrinin mutlaka geçerlilik şartı olmayıp, pay defterine tescilin etkisi izhari niteliktedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 03.05.2001 gün, E. 2011/1607 K. 2001/3872, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 16.12.2004 gün ve E. 2004/3023, K. 2004/12406 sayı).
Ortak sıfatının geçişinin tamamlanması, ortaklığın onayı ile gerçekleşmektedir. (Baştuğ - Temel İlkeler. Sh.199, Poroy - Tekinalp - Çamoğlu -ortaklıklar ve Kooperatifler s. 889, Tekinalp- Tescil Davası s. 5, Hirsch - Tekinalp s. 267, Pulaşlı - Şirketler s. 1024)
-/-
Pay defterine kayıt, hukuki bir sonuç doğurmadığı gibi aksine yeni ortağın ve her şeyden önce ortaklığın hukuki durumunu belirlemeye yaramaktadır.
Devralan, kayıttan önce ortak sıfatını kazanmıştır ve ortaklıkta devralana ortak olarak davranma hakkına sahiptir.
Devrin pay defterine geçirilmesi, tarafların ortaklık hukukundan kaynaklanan taleplerini ileri sürmelerine imkan veren bir icra işlemidir. Bu işlemin devreden ve devralan arasındaki ilişki bakımından da bir anlamı yoktur. TTK 520/1 hükmünün amacını aşar biçimde kaleme alındığının kabulü ile niteliğine uygun yorumlanması gerektiği benimsenmelidir. (....
Devrin pay defterine kaydı, pay defterini tutmakla yükümlü olan kişiler tarafından gerçekleştirilmelidir. Sorumluluk ve yetki ilişkisi içerisinde, pay defterinin, tutulması müdürler tarafından yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Müdürler hatalı kayıtlardan ve eksik kaydedilmeden doğan zararlardan, ortaklara karşı olduğu gibi, üçüncü kişilere karşı da şahsen ve müteselsilen sorumludurlar.
Ortaklar Kurulu, devri onayladığında, müdürlerin kaydı kendiliklerinden yapmaları gerekmektedir. Bu kaydın yapılması devir sözleşmesinin taraflarının iradelerine bağlı olmadığı gibi, devreden ve devralanın bu konuda bir taleplerinin bulunması dahi gerekmemektedir.
Hisse devrinin, şirket pay defterine kaydedilmemesinden bu işle görevli şirket müdürü ile birlikte şirkete sorumludur.
Davacının, şirket aleyhine açtığı davanın, çoğu isteyenin azıda istemiş sayılacağı ilkesinden hareketle davacının devrettiği payların, pay defterine kayıt ve tescili istemini de içerdiğinin kabulü zorunludur. Diğer taraftan pay devrinin, şirket pay defterine kaydedilmesinde davacıya bir kusur izafesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, davacının, davalı şirketin ortağı olmadığına ilişkin istemi kabul edilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasna ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.