Esas No: 2021/6403
Karar No: 2022/899
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/6403 Esas 2022/899 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/6403 E. , 2022/899 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2019/653-2021/16
İlk Derece
Mahkemesi : ... 36. İş Mahkemesi
No : 2018/62-2019/5
Dava, iş kazası tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili ile davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının, davalı şirketin Adana İncirlik’te bulunan işyerinde şoför olarak işe başladığını, davalı şirketin Amerikan Şirketi olan KBR'nin Irak’taki taşeronu olduğunu, müvekkilinin davalı şirket tarafından yapılan görevlendirme sonucunda Irak Bölgesinde çalışmak üzere Musul’a gönderildiğini belirterek, davacının 03.06.2005 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili, şirket merkezinin ...’da olup, ABD şirketi olan KBR şirketinin Irak’taki işlerini üstlendiğini, işçilerin sosyal güvenliğinin KBR şirketi tarafından sağlandığını, davacının çalışmasının Türkiye’deki işyeri ile ilgisi olmayıp, tamamen Irak’ta geçtiğini, davacının Irak’ta çalıştığı iddia edilen dönemde müvekkili şirketin Irak’ta faaliyet göstermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kurum vekili davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesince; davacı tanıklarının davacının olay tarihinde, Serka İnşaat Şirketinin Kerkük Şantiyesinde çöp kamyonu şoförü olarak çalıştığını, çöp toplama sırasında bomba patlaması sonucu yaralandığını beyan ettiği, davacı tarafça dosyaya sunulan Serka Adana ofis imzalı Serka Grup Personel İzin Pusulasında, ...'ın şoför olarak çalıştığı ve 15.04.2005-01.05.2005 tarihleri arasında izin kullanmış olduğu, yine tercüme edilmiş 06.06.2005 tarihli kayıtta, davacının çalıştığı şirketin Serka Group olarak geçtiği, davacının şoför olarak çalıştığı, 03.06.2005 tarihinde patlama travması yaşadığına ilişkin kaza raporunun düzenlenmiş olduğu, kazanın gerçekleştiği tarihte davacının davalı şirket bünyesinde çalıştığının anlaşıldığı ve olayın davacının 03.06.2005 tarihinde çöpleri çöp kamyonu ile aldığı sırada bomba patlaması sonucu yani işini yaptığı sırada gerçekleştiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının 03.06.2005 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, 506 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında geçici görevle yabancı ülkeye gönderildiği anlaşılmakta olup, olayın davacının 03.06.2005 tarihinde çöpleri çöp kamyonu ile aldığı sırada bomba patlaması sonucu yani işini yaptığı sırada gerçekleştiği anlaşıldığından mahkemece, olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı SGK vekili, Kuruma başvuru şartının gerçekleşmediği, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacının davalı şirketin Kerkük şantiyesinde çöp kamyonu şoförü olarak çalıştığını, 03.06.2005 tarihinde çöp toplama sırasında, çöpte bulunan bombanın patlaması sonucu yaralandığını belirterek olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği eldeki dosyada, davalı işverenle herhangi bir topluluk sigorta sözleşmesi yapılmadığı, davacı adına davalı işyerinden Kuruma intikal eden giriş bildirgesi veya herhangi bir bildirimin bulunmadığı, 06.06.2005 tarihli kaza raporunda, davacının bulunduğu yerin H3/KBR, çalıştığı şirketin Ser Ka Grup olduğu, 03.06.2005 tarihinde patlama sonucu travma nedeniyle helikopterle Türkiye’ye sevk edildiğinin kayıtlı olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan Ser-ka Adana Merkez Ofis kaşesi bulunan 22.04.2005 tarihli personel izin pusulasında, davacının görevinin şoför olarak belirtildiği, izne çıkış tarihinin 15.04.2005, dönüş tarihinin 01.05.2005 olarak gösterildiği, davacının Serka (KBR) çalışanı olarak gösterildiği kimlik kartının sunulduğu, 03.06.2005 tarihli tedavi evrakında yaralanma sebebinin “UXO’yu eline almış ve elinde patlamış” olarak belirtildiği, davacının KBR çalışanı olarak yazıldığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 11.03.2009 tarihli inceleme raporunda, kazanın Irak’ta meydana gelmiş olması ve şikayet konusu işyerinde sigortalı kaydının olmaması nedeniyle yapılacak işlem bulunmadığının belirtildiği, davacının 30.11.2007 tarihli başvurusunu davalı Kurumun aynı gerekçe ile, olayın iş kazası sayılamayacağını belirterek reddettiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 2. maddesi; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacağını, 4. maddesi; bu kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin işveren olduğunu düzenlemiştir. Anılan yasanın 11-A maddesinde ise iş kazasının tanımına ve koşullarına yer verilerek “a)Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b)İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c)Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olayın iş kazası olduğu belirtilmiştir.
Kural olarak sigortalılar, Türkiye’de yaşadıkları ve hizmet akdine göre çalıştıkları takdirde sosyal sigorta haklarından yararlanırlar. Bu kural, Kanunların mülkiliği ilkesinin doğal sonucudur. Türkiye ile yabancı bir ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmişse istisnaen mülkilik ilkesine değer verilmeyebilir.
506 sayılı Kanunun 2 ve 3. maddelerine göre sigortalı olmayanlar kapsamında olmak üzere, Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede hizmet akdiyle çalışan Türk Vatandaşları da anılan Kanunun 86. maddesi gereği işverenleriyle yapılacak “İş kazalarıyla meslek hastalıkları”, “Hastalık”, “Analık”, “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm” sigortalarından birine, birkaçına veya hepsine toplu olarak tabi tutulabilirler. Herhangi bir sosyal güvenlik sözleşmesi ve topluluk sigortası olmaması halinde ise; kişinin 506 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında geçici görevle yabancı ülkeye gönderilmesi durumunda zorunlu sigortalı kabul edilmesi mümkündür.
Ancak; anılan madde kapsamında sigortalı sayılabilmek için sigortalının malullük-yaşlılık-ölüm, iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık sigorta kolları bakımından sosyal güvenliğinin işin yapıldığı ülke Sosyal Sigorta Merciince karşılanmaması, Türk-işveren tüzel kişi ise, şirket merkezinin Türkiye'de bulunması, gerçek veya tüzel kişi Türk işverenin Türkiye'de iş yapmak şartı aranmaksızın Türkiye'de tescil edilmiş ya da tescil edilebilir nitelikte işyerinin olması, Türk işveren ile Türk işçi arasında yabancı ülkede yerine getirilecek iş görme edimine ilişkin bireysel iş sözleşmesinin Türkiye'de yapılması, Türk işçinin iş bu yazılı ya da sözlü hizmet sözleşmesinin Türk işçiye yüklediği iş görme ediminin yerine getirilmesi gereği olarak yurt dışında yaşamasının sürekli olmayıp geçici nitelik taşıması, geçicilik kavramının nitelendirilmesinde zaman sınırlaması yoksa da, bu görevin yurt dışında sürekli yaşamayı gerekli kılmaması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Davacının yurt dışına, davalı şirket tarafından 506 sayılı yasanın 7.maddesi kapsamında geçici görevle gönderilip gönderilmediği yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde değerlendirilerek toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, 24.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.