
Esas No: 2017/12988
Karar No: 2019/5709
Karar Tarihi: 24.06.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/12988 Esas 2019/5709 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yaptığını, 5228 sayılı Aile Hekimliği Kanunu"nun " Kamuya ait taşınmazların kullanımı " başlıklı 4. maddesinde; Hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak kullanılması uygun görülenlerin, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan kiraya verilebileceğinin kararlaştırıldığını; dava konusu taşınmazın davalıya bu amaçla kiraya verildiğini, ancak kira bedelinin davalıdan tahsil edilemediğini ve 2.906,67 TL tutarında kamu zararının oluştuğunu, kira alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına , davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda "Sulh Hukuk Mahkemesi" görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava 22/04/2016 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.