Esas No: 2021/16189
Karar No: 2022/1131
Karar Tarihi: 08.03.2022
Danıştay 2. Daire 2021/16189 Esas 2022/1131 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/16189 E. , 2022/1131 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/16189
Karar No : 2022/1131
KARŞILIKLI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR :
DAVALILAR : 1- ...
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü ...
2- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
DAVACI : ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, dilekçelerde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemlerinden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Kültür ve Turizm Bakanlığında bakanlık müşaviri olarak görev yapan davacı tarafından; başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınmasına ilişkin 09/01/2015 günlü, 29231 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08/01/2015 günlü, 2014/1223 sayılı müşterek kararname ile Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne uzman olarak atanmasına ilişkin ... günlü, ... sayılı işlemin iptali ve bu işlemler nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü parasal hak kaybının faiziyle birlikte tarafına ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının bakanlık müşavirliği görevinden alınmasına ilişkin işlem yönünden davanın reddine, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü emrine uzman olarak atanması işleminin iptaline ve mahrum kalınan parasal hakların faiziyle birlikte iadesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup; anılan karar, Danıştay İkinci Dairesinin 06/02/2020 günlü, E:2016/11398, K:2020/672 sayılı kararıyla; davanın Cumhurbaşkanlığının da hasım mevkiine alınmak suretiyle karara bağlanması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay İkinci Dairesinin anılan bozma kararına uyularak, Cumhurbaşkanlığının da hasım mevkiine alınmasıyla tekemmül ettirilen dava dosyasında verilen ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 21. maddesi uyarınca, Bakanlığın görev alanına giren ve özel önem ve öncelik taşıyan konularda Bakana yardımcı olmak üzere, 2007 yılında bakanlık müşavirliğine atandığı, görev süresi içerisinde başarısız ya da yetersiz olduğunu veya bakanlık müşavirliği görevini mevzuat çerçevesinde yapamadığını gösterecek nitelikte herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulamadığı, somut bir sebep gösterilmeden, salt takdir yetkisine dayanılarak, bakanlık müşavirliği görevinden alınmasına ilişkin müşterek kararnamede ve buna bağlı olarak İl Kültür Turizm Müdürlüğüne uzman olarak atanmasına ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline; Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası gereğince, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödeme yükümlülüğü karşısında, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemler nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından; Davacının 28/12/2020 tarihinde yaş haddinden emekliye sevkedildiği, Bakanın danışma ve istişare içerisinde olduğu kamu görevlilerini tayin hususunda takdir yetkisinin bulunduğu, 657 sayılı Kanun'un 76. maddesine istinaden işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.
Davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; müşavirlik kadrosunun istisnai kadro niteliğinde olması nedeniyle takdir yetkisinin varlığının kabulü gerektiği, 657 sayılı Kanun'un 59. maddesine uygun işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından; talep etmesine rağmen parasal haklarının yasal faizine hükmedilmediği, davalı idareye ödemiş olduğu vekalet ücretinin de yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI :
Davacı tarafından cevap verilmemiştir.
Cumhurbaşkanlığı tarafından cevap verilmemiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davalı idarelerin, Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemi incelendiğinde;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davalı idarelerce dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın iptale ve kabule ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Mahkeme kararının mahrum kalınan parasal hakların ödenmesinde faize hükmedilmemesine ilişkin temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu''nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik ''Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar'' başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekalet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, davacının mahrum kaldığı parasal hakların davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedilmiş ise de; davacının, dava dilekçesinde mahrum kaldığı parasal haklarınının faiziyle birlikte iadesi isteminde bulunduğu anlaşıldığından, İdare Mahkemesi kararında faiz istemine ilişkin hüküm kurulmamasında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasında yer alan ''... dava konusu işlemler nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların davalı idarece davacıya ödenmesine ...'' ibaresinin ''... dava konusu işlemler nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların davanın açıldığı 04/02/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine ...'' şeklinde düzeltilerek, kararın faiz istemi yönünden de onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafından ödemiş olduğu vekalet ücretlerinin faiziyle birlikte iadesi talep edilmiş ise de; bu hususun temyize konu kararın uygulanması aşamasına ilişkin olduğu, idarece bu ödemelerin yapılmaması durumunda ise bu durumun ayrıca açılacak bir davanın konusunu oluşturacağı açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARELERİN TEMYİZ İSTEMLERİNİN REDDİNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA OYBİRLİĞİYLE,
3. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜ ile ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın mahrum kalınan parasal haklara ilişkin hüküm fıkrasının, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendi uyarınca ''... dava konusu işlemler nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların davanın açıldığı 04/02/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine ...'' şeklindeki ibare ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA OYÇOKLUĞUYLA,
4. Davacı tarafından yapılan temyiz giderlerinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, davalı idareler tarafından yapılan temyiz giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik, "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinde; "1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelenmesinde incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, dava dilekçesinde dava konusu işlemin iptali ile maddi kayıplarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istediği halde; ... İdare Mahkemesi tarafından "dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlemler nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların davalı idarece davacıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulduğu anlaşıldığından, faiz istemine ilişkin hüküm kurulmamasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil etmektedir.
Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.