4. Hukuk Dairesi 2016/15992 E. , 2017/1030 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 03/02/2015 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair verilen 26/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, iki ihale bedeli arasındaki fark nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm; davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davaya konu sayılı taşınmazların ihalesinde, davalı taraf vekili ihale alıcısı sıfatıyla kasıtlı ve kötü niyetli olarak yüksek bedeller teklif edildiğini, ihale bedelinin ödenmemesi sonucu taşınmazların ikinci ihale alıcısına satışı nedeniyle iki ihale bedeli arasında 217.925,98 TL fark oluştuğunu, bu husustaki şikayetlerinin sonuçsuz kaldığını belirterek, 217.925,98 TL alacağın davalılardan yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Bir kısım davalılar, iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu olunabilmesi için ihalenin feshedilmesi gerektiğini, somut olayda ihale feshedilmeyip en yüksek pey ileri süren ikinci kişiye satışın gerçekleştiğini, İİK’nun 133/2. maddesi gereğince aradaki farkın istenilmesinin hukuken mümkün olmadığını, ayrıca davacıların şikayetlerinin de reddedildiğini, bu durumun da talebin hukuka uygun olmadığını gösterdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar ... ve ... ise herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, davanın dava şartı(hukuki yarar) yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacılarla birlikte dava dışı başka şahısların açtığı izale-i şüyu davasında dava konusu 1049 ada 5 ve 16 nolu parsellerin ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, belirtilen parsellerin ihalesine, davalılar adına vekillerinin de katıldığı, davalıların satış dosyasındaki vekilleri ihalede en yüksek peyi ileri sürdüğü, bunun üzerine 5 ve 16 nolu parsellerin davalılara ihale edildiği, ancak, ihale bedeli yasal süresinde ödenmeyince, ikinci en yüksek pey ileri süren dava dışı alıcılara ihale
olunduğu, davacıların, satış işlemi tamamlandıktan sonra satış memurundan iki ihale bedeli arasındaki farkın ödenmesi talebinde bulundukları, satış memurluğunca, 16.12.2014 tarihinde talebin reddine karar verildiği, bunun üzerine davacıların 18.12.2014 tarihinde, iki ihale bedeli arasındaki fark için davalılara karşı ilamsız takibe geçtikleri, 25.12.2014 tarihinde, borçlulardan ...’in borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacıların satış memurluğunun yukarıda belirtilen işlemine karşı şikayette bulundukları, mahkemece 14.01.2015 tarihinde şikayetin reddine karar verildiği, bu red kararından sonra 03.02.2015 tarihinde davacıların bu kez aynı parseller (5 ve 16 nolu parseller) için eldeki bu davayı açtıkları, yargılama devam ederken, şikayetin reddine ilişkin kararın, 12. HD’nce onandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukukî koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır.
Somut olayda, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Şu halde, işin esası incelenerek çıkacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.