12. Hukuk Dairesi 2016/28921 E. , 2018/1965 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE;
2- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, herhangi bir nedenle altına imzasını attığı belgelerden senede şekil açısından en uygun olanından imzanın makasla kesildiği ve takip dayanağı senede konulduğunu, gerçekte borcun bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 23/05/2016 tarihli raporda; senet üzerinde atılı imzanın ...’nin eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı, imzaya ve borca itirazın borçlu tarafından usulünce kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İcra mahkemeleri, şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir. Bu mahkemeler, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken, kural olarak tanık dinleyemeyeceklerinden dar (sınırlı) yetkili olup, sahtelik iddiasını inceleme yetkileri de genel mahkemeye göre daha kısıtlıdır. Genel mahkemeler, senetteki sahtelik iddiasını, Hukuk Muhakemeleri Kanununun verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme olanağına sahip bulunmaktadırlar.
Somut olayda; borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına imzasını attığı bir belgede imza kısmından kesilerek oluşturulduğuna ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün değildir.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK"nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan itirazın, icra mahkemesince aynı Yasanın 169/a maddesi uyarınca incelenerek sonuçlandırılması gerekir. Somut olayda, borca itiraz eden borçlu, bu iddiasını İİK"nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamamıştır. Diğer taraftan takibe dayanak senetteki imzasını da ayrıca ve açıkça inkar etmemiştir. Kaldı ki; ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/2940 soruşturma sayılı dosyasında alınan Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 08/12/2015 tarihli uzmanlık raporunda, imzanın borçlunun elinden çıktığı bildirilmiştir. Yine Adli Tıp Kurumunun 23/05/2016 tarihli raporunda; imzanın kuvvetle muhtemel ...’nin eli ürünü olduğu kanaatine yer verilmiştir.
Bununla birlikte; olayda uygulanması gerekmekte olan İİK"nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda; 10.08.2015 tarihli ara kararı ile takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, borçlunun borca itirazı esasa ilişkin nedenlerden reddedilmiş olup icra takibi muvakkaten durdurulduğuna göre; alacaklının isteği bulunduğu da gözetilmek suretiyle İİK"nun 169/a-6.maddesindeki açık düzenleme gereğince borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.