Esas No: 2021/11422
Karar No: 2022/984
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11422 Esas 2022/984 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11422 E. , 2022/984 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, Sosyal Güvenlik Kurumuna 01/09/1986 yılından beri girişli olduğundan dolayı SGK İl Müdürlüğü tarafından yapmış olduğu yazışma sonucunda giriş tarihi olarak talep ettiği gün ve yıla ret cevabı verildiği, yapmış olduğu hesaplamalara göre SGK'na giriş tarihi olan 01/09/1986 tarihine göre 2019 yılı ocak ayında emeklilik süresinin dolduğu artı emekli olması gerekirken SGK tarafından girmiş olduğu süre tarafından olumsuz yanıt verildiği ve bu durumdan dolayı mağdur olduğu, belirtilen nedenlerle SGK'na girmiş olduğu tarihin belli olmasına rağmen emekli olması için gün tespiti belirlenmesi hakkında davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili, davacının davasını yetkisiz mahkemede açtığı, davacı tarafından açılan iş bu davada hizmetin geçtiği yer, işlemin yapıldığı yerin ... olduğu, bu nedenle yetki itirazlarının kabul edilerek Mahkememizin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ... İş Mahkemeleri'ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettikleri, davacıya ait şahsi sicil dosyasının ve kayıtların tetkikinde, davacının 01/09/1986 tarihinde ilk defa işe giriş bildirgesinin kuruma verildiği ve giriş sayılması iddiası ile ilgili olarak kurum iş yeri bilgilerinin incelenmesinde 1986/3. Dönem bordrolarında ismine rastlanılmadığı, adına prim yatırılmadığı, bu nedenle girişinin kabul edilmediği, davacının çalıştığını iddia ettiği iş yerinin kanun kapsamında bulunup bulunmadığının araştırılması, eğer belirtilen sürede kanun kapsamında değil ise sigortalılık talebinin tümden yok sayılması gerektiği, kendisi ile birlikte çalışan kayıtlara geçmiş kişilerin bilgilerine başvurulması, ilgili nüfus müdürlüğünden davacıya ait nüfus kayıt örnekleri celp edilerek mevcut işe giriş bildirgelerindeki kayıtlarla karşılaştırılmasının yapılması, iş yerinden kayıtların ve belgelerin temin edilmesi ile, mevcut işe giriş bildirgelerindeki imzaların, davacıya ait olup olmadığı yönündeki bilirkişi incelemesi yaptırılması, iş yerinin vergi kayıtlarının celp edilerek talep edilen dönemde vergi kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması, çalışmanın gerçek fiili olup olmadığı hususunun irdelenmesi ile sonuca gidilmesi, salt işe giriş bildirgesinin mevcut olması, fiili çalışmayı kanıtlamadığından ve ayrıca çalışma olgusunun bordrolara da yansıtılması gerektiğinden, dava konusu dönemde kurum kayıtlarına intikal eden fiili çalışması olmayan ve adına prim yatırılmayan davacının, davasının reddini talep ettikleri, dava kısmen veya tamamen kabul edilecek olursa davanın açılmasına müvekkil kurumun sebebiyet vermediğinden, işverenin kusurundan dolayı kurumun sorumlu tutulmaması, aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini talep ettikleri, açıklanan nedenlerle öncelikle yetkisizlik nedeniyle davacının reddedilerek yetkili ... İş Mahkemelerine gönderilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise cevap dilekçesinin kabulü ile hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacının davasının kabulü ile;
1-Davacının 01/09/1986 tarihinde 53051 sicil numaralı iş yerinde işe başladığının tespitine, karar verildi.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; somut olayda; davacının tespitini istediği sigorta başlangıç tarihinin (01/09/1986) 18 yaşını tamamladığı tarihten önce olması nedeniyle tespiti mümkün olmadığından, 18 yaşını doldurduğu güne karşılık gelen 15/01/1988 tarihinden önce de, 01/07/1987 tarihinde zaten sigortalı hizmetinin davalı Kurum'a bildirildiği anlaşıldığından davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, “Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına, davanın reddine,” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı tarafından yerel mahkemece hüküm kurulurken doğru inceleme ve değerlendirmeyle davasının kabul edildiği, hukuki değerlendirme ve gerekçelendirmede herhangi bir eksiklik bulunmadığı, ancak sayın istinaf makamı hukuki yarar yokluğunu gerekçe göstererek yerel mahkeme hükmünü ortadan kaldırarak davasını reddettiği, gerekçe olarak da zaten 18 yaşından küçük hizmetinin varlığından bahsedildiği, yapılan değerlendirmenin isabetsiz olduğu, saydığı ve resen gözetilecek sair nedenlerle; esasında herhangi bir gerekçe olmayan, hukuki yararın azlığının sanki yokmuş gibi değerlendirilmesi neticesinde kurulan ... Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesi neticesinde bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava sigortalılık başlangıcının tespiti istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 7. maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer yandan, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi yollamasıyla uygulanan mülga 506 sayılı Kanun'un 60/G maddesinde; "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür.
Somut dosyada, 15.01.1970 doğumlu olan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1986 tarihi olduğunun tespitini talep ettiği, hizmet cetvelinde 01.07.1987-31.08.1987 tarihleri arasında 4/1-a sigortalılığının bulunduğu, davacı adına 01.09.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1986 tarihi olduğunun tespitini isteyen davacı, 15.01.1970 doğumlu olup, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 15.01.1988 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, prim ödeme gün sayısına dahil edilecek olması karşısında, davacının hizmet tespitine ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle, tespitinde hukuki yarar bulunan talebe konu dönemdeki çalışma iddiasının irdelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin; istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine, dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 24/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.