MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucunda, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 544 ada 12 parsel sayılı 3.700 m² yüzölçümündeki taşınmaz ile aynı çalışma alanında bulunan 39 parsel sayılı 5.000 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalılar adına tespit edilmiştir.
Davacı ... İdaresi vekili, davalılar adına tespit edilen 544 ada 12 ve 39 parsel sayılı taşınmazların devlet ormanı sınırlarında kaldığını belirterek, kadastro tespitinin iptali ile sözkonusu taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 544 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 544 ada 12 parsel sayılı taşınmaz için açılan davanın reddi ile taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 544 ada 39 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olduğu, dava konusu 544 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ise ormanla ilgisinin bulunmadığı, tarım arazisi niteliğinde olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazların tapu maliklerinden olmaları hasebiyle dosyada davalı sıfatıyla yer alan Hümüz ve ... kim oldukları, yaşayıp yaşamadıkları ve kendilerine 3561 sayılı Kanun uyarınca kayyım atanması gerekip gerekmediği araştırılmaksızın, anılan davalılara ilanen tebligat yapılması suretiyle taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, tapu maliklerinden ... ve ... kim oldukları, yaşayıp yaşamadıkları ilgili mercilere sorularak araştırılmalı, tüm inceleme ve araştırmaya rağmen tapu maliklerinin hayatta olup olmadıklarının ve mirasçılarının bulunup bulunmadığının tespit edilememesi halinde, kendilerine 4721 sayılı TMK"nin 427. maddesi ve 3561 sayılı Kanun uyarınca kayyım tayin edilmek üzere davacı ... İdaresi"ne süre ve imkan tanınmalı, kayyım tayin edilmesi halinde, davacı ... İdaresine bu kez davanın yöntemince kayyıma yöneltilmesi için imkan tanınmalı ve dava kayyımın huzuruyla yapılıp sonuçlandırılmalıdır.
Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, davanın görülebilirlik koşulu sağlanmadan eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.