23. Hukuk Dairesi 2016/5149 E. , 2018/5714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı kooperatif vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ve ortakları olan davacıların davalı kooperatiften iki adet bağımsız bölüm ve bir dükkan satın aldıklarını, kooperatifin üyesi olmadıklarını, diğer davalıların kooperatifin başkanı, muhasip üye ile şirketin genel müdürü olduğunu, satın aldıkları taşınmazların bedelinin bir kısmını nakit olarak bir kısmını ise kooperatife inşaat işi yapmak sureti ile ödemelerine rağmen, yönetim kurulunun satış için genel kuruldan izin almadığı gerekçesi ile taşınmazların tapularının iptal edilerek kooperatife tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların rayiç bedelinin mümkün olmadığı takdirde ödedikleri bedel ile yaptıkları inşaat işinin bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kooperatif vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, husumetin kendisine yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı kooperatifin ticari işletmesi ile ilgili olduğu her ne kadar gerçek kişi taraflar var ise de ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu bu nedenle bu kişiler açısından da davanın nispi ticari dava olduğu, davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun .... maddesi uyarınca " Her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri " ticari dava ve ticari nitelikte yargı işi sayılır. TTK"nın .... maddesinin .... fıkrasının a, b, c, d, e ve f bendinde ise tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilen dava türleri tahtidi olarak sayılmıştır.
Öte yandan 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca "Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır" denilmek sureti ile kooperatif ile ortağı arasındaki davalar ticari dava olup ticaret mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince, davacılar davalı kooperatiften taşınmaz satın aldıklarını ileri sürmekte olup kooperetif ile ortaklık ilişkileri olmadığı sabittir. Bu durumda TTK"nın .... maddesi uyarınca, davalı kooperatifin tacir olmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın
tarafların ticari işletmelerinden doğmadığı dikkate alınarak davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ........2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK"nın .... maddesinde düzenlenmiş ve maddenin .... bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK"nın .... maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmelidir. Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK"nın .../.../a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (m.99), ... ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiştir. Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari ... niteliğinde olması veya ticari ... karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari ... sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun .../.... maddesi tüzel kişi taciri; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten ..., dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar olarak tarif etmiştir.6102 sayılı TTK"nın .../.... maddesinde de bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, 124/.... maddesinde de ise ticari şirketler; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler olarak saymıştır. Görüldüğü üzere, Kooperatifler Kanunu yürürlükte olmasına karşın yeni TTK"nda da kooperatiflerin ticaret şirketi olduğu açık bir biçimde hüküm altına alınmıştır. Kanun koyucu yeni TTK"nda kooperatifleri ticaret şirketleri arasında saymanın yanında, Kooperatifler Kanunu"nun .... maddesinde "ortaklık" olarak ifade edilen kooperatiflerin "Ticari nitelikte bir ortaklık" olup olmadığı konusunda gerek doktrin gerekse yargısal kararlarda süregelen tartışmalar karşısında iradesini de 6102 sayılı TTK"nın 124. maddesinin gerekçesinde net bir şekilde açıklamıştır. Anılan madde gerekçesinde "Kooperatif şirket" ibaresi ile ilgili tartışmanın 2004 yılında çıkarılan 5146 sayılı Kanun"la son bulduğu, çünkü anılan Kanun"un kooperatifin şirket olduğunu belirttiği, gerçi Kanun"un .... maddesinde kooperatifin şirket olduğu ifade edilmekte ise de ticaret şirketi olup olmadığını açıkta bıraktığı, bu boşluk dolayısıyla bir tartışma başlatılabilir ve kooperatifin ticaret şirketi olmadığı teorik olarak ileri sürülebilir ve 124. maddenin kooperatifi ticaret şirketi olarak kabul etmesi eleştirilebilirse de böyle bir tartışmanın kooperatif şirketin niteliği tartışmasını davet edeceği belirtilerek "...Anılan şirket adi şirket olamayacağına göre Türk hukukunda üç çeşit şirket ortaya çıkmış olur. Kooperatif şirkete uygulanacak hükümler sorunu da diğer sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Tasarı, tüm bu çözümün güç sorunları ortadan kaldırmak amacıyla kooperatifin ticaret şirketi olduğunu hükme bağlamıştır." demek suretiyle kooperatiflerin ticaret şirketi olduğunu vurgulamıştır. Kanun koyucunun kooperatifi ticaret şirketi, dolayısıyla tacir sayma iradesinin varlığı oldukça açıktır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu bakımından da ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanunun .... maddesinde kooperatif ve şubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, .... maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanun"da aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle TTK"nın özellikle anonim şirketlere ilişkin hükümleri ile 1163 sayılı Kanuna aykırı olmayan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduğu açıktır. Ayrıca Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı ... ve İflas Kanunu"nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır.
Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça ortadadır. Kooperatiflerin tek amacı kâr elde etmek değilse de ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan birer ticari ortaklık olduğu açıktır. Kooperatiflerin kârlılık ilkesini büsbütün bir kenara bıraktıkları da söylenemez aksi takdirde varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir. Kârın ortaklar arasında paylaşılıp paylaşılmaması da kooperatifin amacının ekonomik olmadığını göstermez. Kooperatif şirketinin TTK"nın 124. maddesinde şahıs ve sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması da Kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketinin sayılmasına engel değildir. Öte yandan 07.....1945 günlü ve 1944/... E. ve 1945/... K. sayılı ... İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı"nda da kooperatif şirketleri, ortaklarının sıfatı ve işlemlerinin niteliği ne olursa olsun ticaret şirketi kabul edildiğinin de gözden uzak tutulmaması gerekir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK"nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re"sen dikkate alınması gerekir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanun"un .... maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK"nın .../.... maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Somut olayda, davacı .... ... inş. Malz Ltd. Şti"nin ticari şirket olduğu diğer davacılar ... ile ... ise davacı şirketin ortakları olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacılardan ... İnş. Ltd. Şti"nin tacir olduğu uyuşmazlık konusu olmadığına göre davalı kooperatifin de yukarıda açıklanan nedenlerle ticaret şirketi sayılacağı ve tacir sıfatını taşıdığı sonucuna varılmakla, 6102 Sayılı TTK"nın .../.... maddesi gereğince "Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların ticari dava" olduğu, aynı Yasa"nın .../.... maddesi gereğince "ticari davalara değerine bakılmaksızın ticaret mahkemesinde bakılacağı" ve 6335 Sayılı Yasa"nın .... maddesinde değişik .../.... maddesi gereğince" ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemelerin arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, gözetildiğinde yerel mahkemece göreve ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden, davanın usulden reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan onanması gerektiği kanaatiyle bozma kararına muhalifim.