8. Hukuk Dairesi 2014/25680 E. , 2015/1096 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Hazine ile ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 27.11.2012 gün ve 662/395 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.01.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar vekili Av. ... ve karşı taraftan davacı Hazine vekili Av. ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, eldeki dosya ve birleşen dosyadaki dava dilekçesinde, dava konusu 381 parselin belgesizden tarla niteliğinde davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, komşu 382 parsele uygulanan tapu kaydının bu yönü "fundalık" olarak gösterdiğini, taşınmazın zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmayan yerlerden olduğunu açıklayarak tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, kazanma süresi ve koşullarının vekil edenleri lehine oluştuğunu, uzun yıllardan beri tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalılardan ... yargılama oturumlarda temsil olunmamıştır.
Mahkemece, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin bozma ilamlarına uyularak davanın kabulüne, 381 parselin tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarla niteliğindeki 8260 m2 yüzölçümlü dava konusu 381 parsel, 1937 yılı 50 sayılı vergi kaydı kapsamında kaldığı, 30 yıldan beri ... ve.... tarafından kullandığı açıklanarak 24.10.1961 tarihinde ... adına tespit edilmiş, Hazine tarafından açılan tespite itiraz davası sonunda Kadastro Mahkemesi"nin 24.12.1970 tarih, 1963/181 Esas, 1970/225 sayılı görevsizlik kararının 10.09.1971 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuş, 13.09.2005 tarihinde paylı mülkiyet şeklinde ... mirasçılarına intikal etmiş, mirasçılardan ... payını 03.10.2007 tarihinde satış yoluyla davalı..."a devretmiştir.
Dava; Devletin hüküm ve tasarruf altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de karar vermeye yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz 1937 tarih 50 sayılı vergi kaydına dayalı olarak tespit edilmiştir. 15 ar yüzölçümlü bahçe niteliğindeki vergi kaydı kayıt maliklerinin miras bırakanı ... üzerinde kayıtlı olup güney sınırı fundalık olarak gösterilmektedir. Dava konusu 381 parselin güney sınırında bulunan dava dışı 382 parsele uygulanan 14.12.1944 tarih 278 sayılı tapu kaydı ise kuzey yönünü fundalık olarak göstermektedir. Her iki kaydın birbirini gösteren yönleri fundalık olarak gösterildiğine göre, dayanak vergi kaydının miktar fazlası olan bölümün fundalık yerlerden açıldığının kabulü gerekir. 29.05.2009 tarihinde taşınmaz başında yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın 50 yıldan fazla miras bırakan ve davalılar tarafından koşullarına uygun tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirmişler, aynı keşifte dinlenen fen ve orman bilirkişilerinden oluşan kurul, dava konusu yerin %10-15 eğimli, orman harita ve belgelerine göre orman sınırları dışında kalan,1968 yılına ait hava fotoğraflarında açık olarak gösterilen alanda kalan üzerinde muhtelif meyve ağaçları ile orman ağaç ve ağaççıkları bulunan yerlerden olduğunu açıklamışlardır.
O halde; mahkemece dayanak vergi kaydı esas alınmak suretiyle sabit sınırlardan hareket edilerek kayıt miktarı kadar yer üzerinde vergi kaydı ile birleşen kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla davalılar lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği ancak kalan bölüm üzerinde tespit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmediği kabul edilerek bu bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dayanak vergi kaydı gözardı edilerek parselin tamamını kapsayacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL. Avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.