Esas No: 2017/1566
Karar No: 2022/862
Karar Tarihi: 08.03.2022
Danıştay 13. Daire 2017/1566 Esas 2022/862 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2017/1566 E. , 2022/862 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1566
Karar No:2022/862
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Fonu (…)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce Dairemizin 15/12/2015 tarih ve E:2011/40, K:2015/4567 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; yönetim ve denetimi … Fonuna intikal eden … A.Ş.’nin, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketten olan alacakları için şirketin amme borcuna yetecek miktarda mal varlığının bulunmaması nedeniyle alacağının tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, şirketin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacı hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca takip yapılmasına karar verildiği ve davacıya … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun gönderildiği, davacı tarafından ödemeye çağrı mektubuna dava açılmamış olması ve alacağın ödenmemesi nedeniyle 7.062.786,21-TL tutarlı … tarih ve … sayılı ödeme emri düzenlenerek davacıya tebliği üzerine ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, davacının 03.07.2000 tarihinde sahip olduğu hisseyi Bakırköy 23. Noterliği'nin …yevmiye numaralı işlemi ile …'a devretmek suretiyle şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı, davacının, şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonra borçlandırıcı işlemin yapıldığı, Banka tarafından karşılanan ve adı geçen şirket tarafından ödenmeyen ve temlik alınmakla Fon alacağı niteliği kazanan borçtan 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. ve 5411 sayılı Kanun'un Geçici 26. maddeleri uyarınca davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle bu borcun davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının …Moda Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ'nin kanuni temsilcisi olduğu, şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmasının ise Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde 12/03/2002 tarihinde yayımlandığı, bu tarihin ise hesap kat ihtarnameleriyle … Moda şirketinin borçlandırıldığı tarihten sonra olduğu, davacının borcun ödenmesinden sorumlu olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının kanuni temsilcisi olduğu …Moda Sanayi ve Ticaret AŞ'nin ve bu şirketin kefili olduğu Nesa Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nin, yönetim ve denetimi Fon'a devredilen …'tan kullandığı krediler, geri ödenmemesi nedeniyle kat edilmiş ve alacak temliki sözleşmesiyle Fon tarafından devir ve temlik alınmıştır. Fon Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararına istinaden, Fon Başkan Yardımcılığının … tarih ve … sayılı kararı ile davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket ve bu şirketin kefili olduğu şirketten olan alacakların 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilmesine karar verilmiştir. Anılan şirketlerle ilgili takibin sonuçsuz kalması üzerine kanuni temsilci olarak 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca davacı hakkında takibata geçilmiş ve davacıya … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubu gönderilmiş, davacı tarafından ödemeye çağrı mektubuna dava açılmaması ve alacağın ödenmemesi nedeniyle 7.062.786,21-TL tutarlı … tarih ve … sayılı dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
Ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5411 sayılı Kanun'un Geçici 11. maddesinde, "Bu Kanunun yayımı tarihinden önce, 26/12/2003 tarihine kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanunun 14, 15, 15/a, 16, 17, 17/a ve 18'inci maddeleri, Ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6'ncı maddeleri ile Geçici 4'üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasına devam edilir." kuralı yer almaktadır.
4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 15/3. maddesinde: "Fon, her türlü vergi, resîm ve harçtan muaftır. 14. maddesinin (6) numaralı fıkrasının (b) bendi ile verilen yetkiler saklı kalmak kaydıyla, Fon kaynakları ile her türlü alacaklarının ve hisseleri kısmen veya tamamen Fon'a intikal eden bankaların; yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarından, bu ortakların yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya başkalarıyla birlikte elinde bulundurdukları şirketlerden ve iştiraklerinden, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, kredi komitesi başkan ve üyeleri ile imzaları bankayı ilzam eden memurları ve bunların eş ve çocuklarından olan alacakları ile hisseleri Fon'a intikal eden diğer bankaların bunlardan olan alacaklarından Fon tarafından devralınanlar ile (7) numaralı fıkranın (b) bendinde belirtilen kişilere ait olup Fon tarafından devralınan alacakların takip ve tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Fon devraldığı alacağın takibine, alacağın devralındığı gün itibarıyla banka defter, kayıt ve belgelerine göre anapara, her türlü faiz, komisyon ve sair giderlerin toplamından oluşan birikmiş alacak tutarı üzerinden başlar. Bu alacaklar, Fon tarafından devralındığı tarihten itibaren amme alacağı niteliğini kazanır ve birikmiş alacak tutarına, 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanır. Ancak Fon, her türlü alacakları ve devraldığı alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhine 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre başlatılmış bulunan takipler ile alacağın tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam edilebileceği gibi, takibi devam ettirmekten ve/veya davanın takibinden sarfınazar ederek devraldığı alacağın kaldığı yerden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsiline de karar verilebilir.''; anılan maddenin 7. fıkrasının (b) bendinde ise, "Fon alacaklarından; yönetim ve denetimi Fona geçen ve/veya bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile tasfiyeye tabi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların kaynağını kullanmış olmasından dolayı Fona borçlu olması kaydıyla Fona intikal eden bir bankadan ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanılmasından sonra, bu bendin birinci cümlesinde belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin, edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarının banka kaynağı kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilir ve bu gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında bu fıkra hükümlerini uygulamaya Fon yetkilidir." kuralına yer verilmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 132. maddesinde, Fon'un bu Kanun'un 130. maddesinde sayılan gelirleri ile 108. ve 135. maddesindeki alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; Kanun'un 108. maddesi ile, faaliyet izni kaldırılan veya Fon'a devredilen bankaların hâkim ortakları ve yöneticilerinin, bu Kanun'un şahsi sorumluluğa ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kullandıkları kaynakları ve bu suretle uğranılan zararları iade ve tazmin etmekle mükellef oldukları kurala bağlanmış; 130. maddesinde, Fon'un gelirleri sayılmış; 135. maddesinde de, banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen sigortaya tabi mevduat ve katılım fonu tutarı ile Fon tarafından tespit edilen mevduat ve katılım fonu tutarı arasında bir fark bulunması hâlinde bu fark nispetinde, bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdürlerin, genel müdür yardımcılarının, imzası ile bankayı ilzam eden memurların ve şube müdürlerinin yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait mevduat hesabı, çeşitli hak ve alacakların taşınır ve taşınmaz mallarının imtiyaz haklarının (vs.) zaptına, bunlar üzerindeki tasarruf yetkisinin kaldırılmasına ya da bunlara tedbir koymaya Fon'un talebi üzerine sulh ceza hakimince veya mahkemece karar verileceği, bu hükmün yukarıda sayılan kişiler adına hareket edenler veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen kişiler hakkında da uygulanabileceği kuralına yer verilmiştir.
6183 sayılı Kanun'un 1. maddesinde, hangi amme alacaklarının idarî yoldan cebren tahsil edilebileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, yönetim ve denetimi … Fonuna intikal eden … A.Ş.’nin, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketten olan alacakları için şirketin amme borcuna yetecek miktarda mal varlığının bulunmaması nedeniyle alacağının tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, şirketin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacı hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca takip yapılmasına karar verildiği ve davacıya … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun gönderildiği, davacı tarafından ödemeye çağrı mektubuna dava açılmamış olması ve alacağın ödenmemesi nedeniyle 7.062.786,21-TL tutarlı … tarih ve … sayılı ödeme emri düzenlenerek davacıya tebliği üzerine, ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dairemizin 29/12/2021 tarihli ara kararı ile, davalı idareden, davacının kanuni temsilcisi olduğu … Moda AŞ ile bu şirketin kefili olduğu … Tekstil Ltd. Şti.'nin hakim ortak bağlantılı şirketlerden olup olmadığı ve ödeme emrine konu kredilerin kullandırım tarihleri sorulmuş, anılan kredilere ilişkin genel kredi sözleşmelerinin gönderilmesi istenilmiş olup; davalı idarece ara karara verilen cevapta, … Moda AŞ ve … Tekstil Ltd. Şti.'nin …hakim ortak grubu ile bağlantılı grup şirketleri olmadığı, takiplerin sebebinin …'tan kullanılan krediler olduğu belirtilmiş ve kullanılan kredilere ilişkin kredi sözleşmeleri Dairemize gönderilmiştir.
Aktarılan mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde, Fon tarafından, ancak 4389 ve 5411 sayılı Kanunlar ile yetki verilen alacaklarla sınırlı olarak ve yine bu Kanunlarda yapılan atıf nedeniyle 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsilat yapılabilir. Dolayısıyla bu Kanunlar ile yetki verilmeyen alacaklar için Fon tarafından, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsilat yapılması mümkün olmadığı gibi, Fon'un gerek 4389 ve gerekse 5411 sayılı Kanun'dan kaynaklanan yetki ve görevlerinin, bu Kanunların amacına uygun olarak tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerine zarar veren, mali piyasalarda güven ve istikrarı ve kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını engelleyici faaliyette bulunan bankaların, hâkim ortak ve yöneticileri ile bu bankalarla doğrudan veya dolaylı olarak ilişkisi bulunan şirketlerin yol açtığı kamu zararlarının önlenmesi veya giderilmesiyle sınırlı olduğu ve bu noktada Fon gelirlerinin de 4389 ve 5411 sayılı Kanun kapsamında ortaya çıkan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki hesaplarda değerlendirilen Fon mevcudu ve kaynaklarından oluştuğu kuşkusuzdur. Bir başka deyişle, Fon tarafından ancak 4389 ve 5411 sayılı Kanunlarda 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilebileceği açıkça belirtilen alacakların takip ve tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanabilecektir.
4389 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle Fon'a verilmiş yetkiler arasında, yönetimi ve denetimi Fon'a devredilen Bankalardan kullanılan ticari kredilerden kaynaklanan alacakların Fon tarafından temlik alınarak, daha sonra 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsilatına ilişkin herhangi bir yetki bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan takibatın konusu Kanun'un 15/7-b ve 15/3. maddesinde belirtilen alacaklar kapsamında olmadığından, şirket ile Banka arasındaki ticari kredi ilişkisinden kaynaklanan ve özel hukuk hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gereken sözleşmeden doğan ihtilâflı alacağın 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca takip ve tahsili hukuken mümkün değildir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.