Esas No: 2016/2924
Karar No: 2017/668
Karar Tarihi: 25.01.2017
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/2924 Esas 2017/668 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2016/2924 E. , 2017/668 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL 16. Ağır Ceza Mahkemesi
Kararın Tarihi – Numarası : 29.11.2013 - 2012/1 esas ve 2013/1 karar
Suçlar : 1-Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma;
Hükümler : 1- Mahkûmiyet;
Temyiz incelemesi, sanıklar ... ve ... müdafilerinin süresindeki istekleri nedeniyle sanıklar ... ve ... haklarında duruşmalı, sanıklar ... ve ... müdafiinin 21.05.2014 tarihinde süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme isteminin reddi ile sanık ...’ın 26.08.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiği anlaşılmakla diğer tüm sanıklar yönünden duruşmasız olarak yapılmıştır.
Gerekçeli karar başlığına suç tarihlerinin, “sanık ... yönünden;14.10.2011-09.12.2011-10.01.2012, sanık ... yönünden; 14.10.2011, sanık ... yönünden; 10.01.2012, sanıklar ... ve ... yönünden; 09.12.2011, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden; 01.04.2012” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın tüm suç tarihlerinin “14.10.2011, 09.12.2011, 10.01.2012, 01.04.2012” olarak yazılması, mahallince düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak görülmüştür.
Dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanıklar ..., ... ve ... ile müdafilerinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Sanıklar ..., ... ve ... ile müdafiileri hükümleri temyiz etmiş iseler de;
Sanık ...’ın Ceza ve İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 12.08.2016 ve 29.08.2016 tarihli dilekçelerindeki “cezayı kabul ediyorum, temyiz hakkından vazgeçiyorum” beyanı ve tercüman aracılığıyla alınan 23.12.2016 tarihli ifade tutanağındaki “temyiz hakkımdan vazgeçiyorum” şeklindeki beyanının, sanık ...’un Ceza ve İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 26.08.2016 tarihli dilekçesindeki “cezamın onanmasını istiyorum” şeklindeki beyanının, sanık ...’ın Ceza ve İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 31.03.2016 ve 12.05.2016 tarihli dilekçelerindeki “cezamın onaylanmasını istiyorum” şeklindeki beyanının, temyiz istemlerinden vazgeçme niteliğinde olduğu anlaşıldığından, sanıklar ..., ... ve ... haklarındaki hükümlerin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Sanık ... müdafiinin 02.12.2013 tarihli itiraz dilekçesinin, sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz istemini de içerdiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanık ...’un 02.12.2013 ve 03.12.2013 tarihli dilekçelerindeki “temyiz hakkımdan feragat ediyorum” şeklindeki beyanı üzerine mahkemesince sanık hakkındaki hükmün kesinleştirilerek infaza verildiği, esasen sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine konu olmadığı anlaşıldığından, incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
3-Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları ile sanık müdafiinin duruşmadaki sözlü savunması bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine "sanık hakkında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4-Sanıklar ..., ... ve ... haklarındaki mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- “Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma” suçu yönünden; sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlikte olduğu anlaşılmakta ise de; 14.10.2011 tarihli olayda sanık ...’in, 09.12.2011 tarihli olayda sanıklar ....’nın ve 10.01.2012 tarihli olayda sanık ... Manouchehri’nin yakalandıkları, her üç olayda yakalanan sanıkların farklı olduğu, ..... dışındaki sanıkların, yakalandıkları olay dışındaki diğer olaylarla bağlantılarının belirlenemediği, sanıklar arasında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı anlaşıldığından, “suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma” suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- “Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma” suçu ile ilgili yukarıdaki bozma nedenine göre, koşulları bulunmadığı halde, sanıkların cezalarının TCK’nın 188.maddesinin 5.fıkrası uyarınca arttırılması,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
4- İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nca suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan sanık ... hakkında resen de temyize tabi olan hükümlerin CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; temyiz isteminden vazgeçen sanık ..."ye CMUK"nın 325. maddesi gereğince bozmanın SİRAYETİNE,
5-Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın sürücülüğünü yaptığı araçta 14.10.2011 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddeyi, Doğubeyazıt"ta iki şahsın İstanbul"a kadar taşımak üzere aracına yüklediğini beyan ettiği, ele geçen uyuşturucu maddenin İran"dan Türkiye"ye getirildiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın sabit olan eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma olduğu gözetilmeden, sanık hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” yerine “uyuşturucu madde ithal etme” suçundan hüküm kurulması,
2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA;
6-Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın, diğer sanıklar ..., ... ve ..."ün uyuşturucu madde ithal etme suçlarına iştirak ettiğine ilişkin, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın sabit olan eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma olduğu gözetilmeden, sanık hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” yerine “uyuşturucu madde ithal etme” suçundan hüküm kurulması,
2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA;
7- Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
a)- Sanığa hükümden önce son söz verilmeyerek, 5271 sayılı CMK 216/3 üncü maddesine aykırı davranılması,
b)Kabule göre de;
1-Teknik ve fiziki takip tutanakları, diğer sanıkların beyanları ve dosyadaki tüm belge ve bilgilere göre; korsan taksicilik yapan sanığın 34 ZA 5645 plakalı aracı ile haklarında mahkûmiyet kararı verilen sanıklar ...,... ve ...’nu, ele geçirilen uyuşturucu maddeyi teslim almak üzere sanık ... ile buluşacakları yere götürdüğü, sanık ...’ın, uyuşturucu maddenin bulunduğu valizi aracın bagajına koyduğu sırada sanıkların emniyet güçlerince yakalandığı, sanığın TCK"nın 188. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan suçun kanuni tanımında yer alan herhangi bir hareketi gerçekleştirdiğine ya da suç konusu uyuşturucu maddeye ortak olduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığından "suçun işlenmesine yardım eden" konumunda olduğu dikkate alınarak hakkında TCK’nın 39.maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak
yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA;
8-Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Kendisinde uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, atılı suçu işlediğine, ele geçirilen uyuşturucu maddeler ile ilgisi olduğuna ve haklarında mahkûmiyet kararı verilen diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek iletişimin tespiti kayıtları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları ile sanık müdafiinin duruşmadaki sözlü savunması bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; bozma nedenine göre sanık ...’nın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına,25.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI: 25.01.2017 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ....katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Av. ... ile sanık ... müdafii Av. ... Kuşoğulları"nın yokluklarında 09.02.2017 tarihinde, açık olarak okundu.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.