22. Hukuk Dairesi 2012/19598 E. , 2013/7592 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ikramiye, ücret alacağı ve hizmet ödeneği alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı sendikanın İstanbul 6. şube başkanı olarak profesyonel statüde çalışmakta iken 08.10.2010 tarihinde statüsünün amatörlüğe düşürüldüğünü, Ekim ayından sekiz günlük ücretinin ödenmediğini, 2010 yılına ait ikramiyelerinin eksik ödendiğini, ayrıca hizmet ödeneğinin de ödenmediğini, son ücretinin net 5.000,00 TL civarında olduğunu iddia ederek ücret, ikramiye ve hizmet ödeneği alacaklarının faiziyle birlikte hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının, çalışmadığı ayın ücretini talep ettiğini, 1-8 Ekim tarihleri arasındaki çalışması karşılığı ücreti ile hizmet ödenekleri ve ikramiyelerinin de kendisine ödendiğini, faiz taleplerinin de yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının profesyonel sendika yöneticisi olduğu, statüsünün amatöre düşürüldüğü, talep ettiği alacaklardan ikramiye ve hizmet ödeneği alacakları olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava profesyonel sendika yöneticisinin ücret, ikramiye ve hizmet ödeneği alacağı taleplerine ilişkindir. Taraflar arasında ise davacının ikramiye ve hizmet ödeneği alacaklarının ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Öncelikle uyuşmazlıkla ilgili hukuki dayanakların ortaya konulması ve hukuksal çerçevenin belirlenmesi gereklidir.
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 44. maddesinde, “Sendikalar gelirlerini Sendikalar Kanunu ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetler dışında kullanamazlar ve bağışlayamazlar.” denilmiştir.
Yine aynı Kanun"un 45. maddesinde, “Konfederasyonlar ile sendikaların ve şubelerinin yönetim kurulu üyeleri ile başkanlarına verilecek ücretler, her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar genel kurul tarafından tespit olunur. Bunlar da yönetim kurulunca faaliyet raporunda gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Sendika tüzüğünde ise, yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilecek ücretin ve ödeneklerin, ayrıca tavanın da genel kurulun verdiği yetkiye dayanılarak yönetim kurulunca belirleneceği düzenlenmiştir.
Tüzüğe göre, sendika ve sendika şubesi yönetim kurulunda çalışan ücretli yöneticilere yılda dört aylık giydirilmiş ücretlerinin neti tutarında ikramiye ödemesi yapılırken sendika ve şube personeline de yılda dört aylık ücretlerinin neti tutarında ikramiye ödemesi yapılmaktadır.
Yine tüzükte “Sendikada tam mesai çalışıp ücretini sendikadan alan sendika ve sendika şubesi yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinde görev alanların ölüm, maluliyet, emeklilik, seçilememe, seçime girmeme ve istifa gibi nedenlerle görevlerinden ayrılmaları veya yeniden seçilmeleri hallerinde kendilerine sendika veya sendika şubesinin yöneticiliğinde geçen her yıl için ödenecek hizmet ödeneği miktarı bütçe hükümlerine göre belirlenir ve ödenir. Yeni döneme ait hizmet ödeneğinin başlangıcı yeniden seçildiği tarihtir. Şube yönetim kurulu üyeliklerinde görev yapan profesyonel yöneticilerin amatörlüğe düşürülmesi halinde hizmet ödenekleri amatörlüğe düşürüldükleri tarih esas alınarak ödenir. Amatör yöneticilik dönemi için hizmet ödeneği ödenmez. “ hükmü yer almıştır.
Dosya içeriğine göre, davacının davalı sendikanın İstanbul 6. şubesinin başkanı olduğu, profesyonel statüsünün sendika yönetim kurulunca 08.10.2010 tarihinde amatör yöneticiliğe çevrildiği anlaşılmaktadır.
a) 4857 sayılı İş Kanunu"nun 112. maddesinde “Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kurum ve kuruluşların haklarında bu Kanun ve 854, 5953, 5434 sayılı kanunların hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli olarak istihdam edilenlere mevzuat veya sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler kıdem tazminatı sayılır” denilerek kıdem tazminatı niteliğindeki ödemelerin kıdem tazminatı olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu itibarla bu kapsamdaki ödemeler kıdem tazminatı için öngörülen tavana tabi olup kıdem tazminatı tavanıyla ilgili düzenleme kamu düzenine ilişkindir.
Somut olayda, davacının tüzük hükümleri uyarınca hizmet ödeneğine hak kazandığı görülmektedir. Dairemiz hizmet ödeneğinin hukuki niteliğinin kıdem tazminatı olduğunu kabul etmektedir. Bu sebeple davacının hizmet süresi, giydirilmiş ücreti ve kıdem tazminatı tavanı göz önünde bulundurulup talep edebileceği hizmet ödeneği miktarı belirlenmelidir. Bundan sonra davacıya yapılan hizmet ödeneği ödemesi de dikkate alınarak hizmet ödeneği alacağı olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu esaslara aykırı olarak davacının hizmet ödeneği talebinin hüküm altına alınması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
b) Diğer taraftan davacının ikramiye talebi hüküm altına alınırken tüzükte yer alan “yılda dört aylık giydirilmiş ücretlerinin neti tutarında ikramiye ödemesi yapılır” ifadesi gereğince brüt ikramiye tutarının dört aylık net giydirilmiş ücret tutarı olarak dikkate alınıp hesaplamanın yapılması gerekirken bunun yapılmayarak söz konusu ücretin brütünün hesaplamada esas alınması hatalı olup ayrıca bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.