22. Hukuk Dairesi 2013/4975 E. , 2013/7585 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 27.04.2004-29.11.2006 tarihleri arasında bilgisayar mühendisi olarak 2.200,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesini ücretlerinin asgari ücret üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi ve doğru hesaplanmayıp düzenli ödenmemesi üzerine haklı sebeple feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücretinin 2.200,00 TL olmadığını, davacının ücretinin de iddia edildiği gibi iş sözleşmesinin feshini gerektirecek ölçüde geç ödenmesinin sözkonusu olmadığını, davacının iş sözleşmesini haksız ve hakkaniyete aykırı şekilde feshettiğini, davacının davalı şirkette fazla mesai gerektirecek bir iş yükü bulunmadığından fazla mesai yapılmadığını, ayrıca hiçbir surette hafta sonu mesainin de yapılmadığını, davacının yıllık ücretli izin alacağının da bulunmadığını, davalı şirketten herhangi bir alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davanın ihbarının şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 61. maddesinde düzenlenmiştir. Sözkonusu maddenin birinci fıkrasında, “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.” denilmiştir.
Somut olayda, davalı ... Şirketi son alt işveren konumunda olup diğer alt işverenlere davanın ihbarını mahkemeden talep etmiştir. Mahkemece bu hususta bir işlem yapılmamıştır. Alt işverenler arasındaki işyeri devri kuralları sebebiyle davalı şirket ile diğer alt işverenler arasında rücu ilişkisi sözkonusu olabilir. Bu sebeple talep edilmesine rağmen mahkeme tarafından davanın ihbarına ilişkin işlemlerin yapılmaması hatalıdır. Davanın ihbarına ilişkin işlemler yapılıp ihbar olunanlar tarafından bildirilen deliller toplandıktan sonra tüm deliller değerlendirmeye tabi tutularak davacının talepleri hakkında karar verilmelidir.
3- 6100 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” denilmektedir.
Somut olayda davacının talep ettiğinin üzerinde ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücretine hükmedilerek yukarıda açıklanan taleple bağlılık kuralının ihlal edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı ve yapmışsa bunların ücretlerinin ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinlettikleri şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Somut olayda, davacı tarafından imza itirazına uğramayan bir kısım bordrolarda ulusal bayram ve genel tatil çalışması tahakkukları gözükmektedir. Ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücreti hesaplanırken yukarıda belirtilen esaslara göre sözkonusu bordroların dikkate alınması gerekirken bunun yapılmamış olması hatalıdır. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.