19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4991 Karar No: 2016/966 Karar Tarihi: 27.01.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4991 Esas 2016/966 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirkete borç olarak verilen paranın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasında, davacının sadece banka dekontuna dayanmasının tek başına yeterli bir delil oluşturmadığı, banka dekontu ile havale edilen bedelin ancak borç ödeme ispat vasıtası olup alacak iddiasını ispatlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak İcra Müdürlüğü'nde bulunan takip dosyasında, itiraz tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı için usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından takip kesinleşmiş, davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi gerekirken esastan red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise İİK'nın 67. maddesi, 6100 sayılı HMK'nun 114/1-h maddesi ve 115. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi 2015/4991 E. , 2016/966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilince davalı şirkete borç olarak verilen paranın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının takip dayanağı olarak ibraz ettiği banka dekontuna dayalı olarak alacağın ispatının mümkün olmadığını, bu dekontta paranın ne için verildiğine dair bir açıklama bulunmadığını, davacının müvekkiline olan borcunu ödemek için takip dayanağı dekont ile havale yaptığını ileri sürerek davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacının sadece banka dekontuna dayanmasının tek başına yeterli bir delil oluşturmadığı, banka dekontu ile havale edilen bedelin ancak borç ödeme ispat vasıtası olup, alacak iddiasını ispatlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacının banka havalesi yolu ile davalıya borç olarak gönderdiği paranın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK"nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Dava konusu ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/11614 E. sayılı icra takip dosyasında; takipte ödeme emrine 17.09.2013 tarihinde itiraz edildiği ve itiraz dilekçesinin şirket temsilcisi olarak ... tarafından imzalandığı ancak 11.07.2013 tarihli ve 8361 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi"nin 944. sayfasındaki ilandan ..."nin 06.06.2013 tarihi itibariyle şirket ortaklığından ayrıldığı ve şirket müdürlüğünden istifa ettiği itiraz tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde dava konusu takip dosyasında usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından takip kesinleşmiş olmakla davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar 6100 sayılı HMK"nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115. Maddesine göre mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Somut olayda mahkemece, davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi gerekirken esastan red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.