Esas No: 2021/8479
Karar No: 2022/1017
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8479 Esas 2022/1017 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8479 E. , 2022/1017 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti ve ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının murisi ...'ın 2016 Aralık ayında vefat ettiğini, 01/05/2013-01/10/2013 tarihleri arasında 150 gün ... Köyünün çobanlığını yaptığını, asgari ücret ile çalışmış olduğu halde sigortasının yapılmadığını, çalışmaya dair hiç bir belgenin Köy Muhtarlığı tarafından kuruma verilmediğini ileri sürerek, çalışma olgusunun gerçek olduğunun tespiti ile ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Fer’i müdahil Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davanın reddine dair verilen ilk kararın, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 06/06/2018 tarihli ve 2018/434-2018/1183 E.K. sayılı ilamı ile ".. Somut olayda, davacı murisinin davalı köy tüzel kişiliği nezdinde uzun yıllar çobanlık yaptığı tüm tanık beyanlarından anlaşılmış ise de, dinlenen tanıkların bir kısmı davaya konu 2013 yılındaki çalışmayı veya anılan yıl çobanlığı kimin yaptığını hatırlamadıklarını beyan etmiş, bir kısmı ise köyden ...'a taşındığı için çobanlık yapmadığını söylemiş, bu haliyle davalı işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenememiştir. Davalı köy tüzel kişiliği nezdinde, 2013 yılında köyün hayvanlarına çobanlık yapma hizmetinin kimden alındığı, özellikle komşu köyler de dahil olmak üzere re'sen tespit edilecek tanıkların dinlenmesi, yine komşu köylerde yapılacak Jandarma araştırması, davalı köye ait köy karar defterinin, varsa her iki taraf elindeki ödeme makbuzlarının irdelenmesi, 2013 yılında ...'a taşınmış olma hususunun ortaya konulması, taşınmaya rağmen davaya konu aylarda köye geçici olarak gelerek de olsa bu çalışmanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gereğine..." işaret edilerek ortadan kaldırılması üzerine, 2018/231 esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davanın reddine dair verilen ikinci karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun, İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ile tüm dosya kapsamından, dinlenen tanık beyanlarından davacının müteveffa eşi ...'ın dava konusu nizalı dönemde davalı yanında geçen çalışmasının olmadığı, ölüm aylığı için de 5510 sayılı Kanunun 32/2. maddesindeki şartların sağlanmadığı anlaşılmakla kurulan hükme ilişkin mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
İnceleme konusu eldeki davada, muris ...’ın 01/05/2013-01/10/2013 tarihleri arasında davalı ... nezdinde çalıştığının tespiti ile ölüm aylığı bağlanmasının talep edildiği, mahkemece çalışma iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bu sonuca eksik inceleme ve araştırma ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisi adına davalı işverenlikten hizmet bildiriminde bulunulmadığı, ... Köyü Muhtarlığınca ibraz edilen 12.09.2019 tarihli yazıda “2013 yılında Köy Muhtarlığı adına çoban tutulmadığı, çobanı köy sakinlerinden hayvanı olan kişilerin tuttuğu, bu nedenle köy defterinde çoban tutmakla ilgili bir evrak olmadığı” bilgisinin verildiği, ... Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünün 11.04.2019 tarihli yazısına göre, davacının murisi ...’ın 27.12.2011 tarihinde ... İlçesi ... Mahallesine taşındığı ve ikamet adresinin ... İlçesi olduğunun belirtildiği, 19.04.2019 tarihli İ1 Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen kolluk araştırmasına ilişkin tutanakta “köy halkının hayvanlarını otlatmak için köy büyüklerince her yıl kendi köylerinden veya dış köylerden çoban tuttukları, davacının murisi ...’ın İsafakılı Köyünde yaklaşık olarak 1993 ve 2013 yılları arasında hayvan otlatma ve çobanlık yaptığı, 2013 yılından sonra ise çobanlık yapmayı bıraktığı ve ... İlçesine taşındığının” tespit edildiği, 06.01.2019 tarihli tutanakta ise “davacının murisi ...’ın ... Köyünde 2013 yılında çobanlık yapıp yapmadığı konusunda çevre köylerden bilgi sahibi olan kimsenin bulunmadığının” bildirildiği, tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar köy kayıt defterinde çoban tutmakla ilgili bir evrak yok ise de, talep konusu dönemde ... Köyünde görev yapan imam, öğretmen, muhtar ve azaların tamamı dinlenmeli, gerçek ve fiili çalışma olgusu üzerinde hassasiyetle durulmalı, böylelikle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 25.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.