Esas No: 2021/8249
Karar No: 2022/1157
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8249 Esas 2022/1157 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8249 E. , 2022/1157 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No : 2021/1200-2021/1531
İlk Derece
Mahkemesi : Gazipaşa Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2016/557-2020/93
Dava, müstahsil makbuzlarındaki ... isimli şahsın 271 901 084 .......lu davacı ... olduğunun tespiti ile davacının 01/07/1998 tarihinden 03/03/2010 tarihi arasında 2926 sayılı kanun kapsamında tarımsal faaliyetinin devam ettiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardan beri çiftçilik ile uğraştığını, kendi taşınmazlarında ürettiği sebzelerini toptancı haline sattığını ve halen de satmaya devam ettiğini, müvekkilinin 1998 yılında ürettiği ürünlerini o yıllarda ...'da faaliyet gösteren ... komisyon evine sattığını ... satmış olduğu ürünlerinden Bağ-Kur tevkifatı yapılarak Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarıldığını, ... Komisyon evine ait 15.06.1998 tarihli ve 14638 nolu Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan fatura, 15/06/1998 tarihli ve 14631 nolu olan Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan fatura, 31/10/1998 tarihli ve 45906 nolu olan Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan fatura, 15/11/1998 tarihli ve 45930 nolu olan Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan faturalardan da anlaşılacağı üzere Bağ-Kur prim tevkifatının yapıldığı husunun açıkça görüleceğini, tarih ve numaralarını vermiş oldukları Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan 4 adet faturalarda mal sahibi görünen ... ile davacı ...'ün aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettikleri ayrıca SGK'nın da davaya dahil edilmesini talep ettiği görülmüştür.
04.11.2019 tarihli dilekçe ile ayrıca, dosya kapsamında toplanmış bulunan tapu kayıtları, tanık anlatımları, faturalar, tarım kredi kooperatifi üyeliği, muhtarlık yazıları dikkate alınmak suretiyle müvekkilin 01.07.1998 tarihinden 03.03.2010 tarihine kadar tarımsal faaliyetin devam ettiğinin tesbitine karar verilmesi talep edilmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tevkifata istinaden geriye dönük sigortalılık tesciline ilişkin kurumlarından bir talebi bulunmadığını, dava dilekçesinde buna yönelik taleplerinin kuruma müracaat şartı yerine gelmediğinden dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, 2926 sayılı Tarımda Kendi adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç... içerisinde kuruma başvurarak kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri; kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başladığını, davacının bu kanun kapsamında zorunlu sigortalılık koşullarını taşımadığını, ayrıca 2926 sayılı kanunun 36. Maddesine göre çiftçilerden ürün alımı sırasında tevkifat yapmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu satın alma işlemleri nedeniyle mevzuat gereği düzenlemek zorunda oldukları belgelerin uygun bir yerine çiftçinin adı, soyadı, baba adı, doğum tarihi ve yerini, adresini, yaptıkları tevkifat tutarını ve biliyorlarsa çiftçinin bağ-kur numarasını kaydetmek zorunda olduklarını, diğer taraftan çiftçilerin bağ-kur primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkifat suretiyle ödendiğini ispatlayabilmeleri için belirtilen bilgilerin alıcılarca düzenlenen belgelerde eksiksiz olarak yer almasını talep etmeleri ve kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmeleri gerektiğini, 01.04.1994 tarihinden itibaren prim tevkifatı yapılan çiftçilerin, tevkifatın yapıldığına ilişkin belgeleri de eklemek suretiyle kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde tevkifata istinaden sigortalılığın tevkifat tutarının kurum hesabına intikal etmesi şartıyla tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlayacağı ve tarımsal faaliyetin devam ettiği müddetçe devam ettirileceğinin, davacının kurumdan tevkifata istinaden geriye yönelik tescile ilişkin talebinin bulunmadığı, prim ödemelerine ilişkin iddiasının olmaması, gerekse de sigortalı sayıldığı tarihten itibaren en geç... içerisinde kuruma başvurusunun olmaması, 01.03.1991 tarihinden önceki bağ-kur sigortalılığının tespitinin yasal olarak mümkün olmaması nedeni ile koşulları taşımayan davacının maddi ve hukuki dayanaktan yoksan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ettiği görülmüştür.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, davacının davasının kabulü ile; Gazipaşa toptancı halinde işletmeci olarak faaliyet gösteren ... - sebze ve meyve komisyoncusu - tarafından düzenlenmiş olan 15/06/1998 tarihli ve 14631 no.lu, 15/06/1998 tarihli ve 14638 no.lu, 20/06/1998 tarih ve 14684 no.lu, 31/10/1998 tarih ve 45906 no.lu, 15/11/1998 tarih ve 45930 no.lu olan ...dava konusu prim tevkifatı yapılmış bu beş adet faturada adı ve soyadı yazılı olan ...’ün, tarımda kendi adına ve hesabına çalışan olan davacı 271 901 084 .......lu ... olduğunun tespitine, açıklamaları ve bilgileri yukarıda yazılı olan deliller kapsamında; davacı ... T.....lu ...’ün 01/07/1998 tarihinden 03/03/2010 tarihi arasında 2926 sayılı kanun kapsamında tarımsal faaliyetinin devam ettiğinin tespitine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, “Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, Gazipaşa Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi 2016/557 Esas, 2020/93 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hatalı usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kurum işlemlerinin mevzuata uygun bulunduğunu beyan beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davaya ve incelemeye konu dosyada, uyuşmazlığın ... Komisyon evine ait 15.06.1998 tarihli ve 14638 nolu Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan fatura, 15/06/1998 tarihli ve 14631 nolu olan Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan fatura, 31/10/1998 tarihli ve 45906 nolu olan Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan fatura, 15/11/1998 tarihli ve 45930 nolu olan Bağ-Kur prim tevkifatı yapılmış bulunan faturalardaki ...’ün davacı olup olmadığı ....07.1998....03.2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında tarı bağkur sigortalılığının olup olmadığının tespiti olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece aidiyete ilişkin kurulan hüküm yerinde ise de, 01.07.1998 tarihinden 03.03.2010 tarihine kadar tarım bağkur sigortalılığına ilişkin hüküm, tarımsal faaliyet araştırması hüküm kurmaya yeterli olmayacak şekilde eksik araştırma sonucu kurulmuştur.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6... 10. maddeleri ile 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin ilk fıkrasının (b) bendidir.
2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ... ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun ... 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 Karar sayılı ....06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece;
1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
2-Dönem içinde Ziraat Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
3-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
4-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ... bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi" başlıklı 52, " Zirai kazançta vergileme" başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı .... maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun " Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere " Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11. maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, Ziraat Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ... hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6.maddesinde belirtilen şekilde sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ... bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ... 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ... sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, HGK.nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ....03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.
Eldeki davaya konu somut olayda; mahkemece davacının dava konusu dönem açısından yukarıda belirtilen maddi ve hukuki ilkeler ışığında, davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.