Esas No: 2021/7125
Karar No: 2022/1159
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7125 Esas 2022/1159 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/7125 E. , 2022/1159 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2019/327-2021/636
İlk Derece
Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 3501 2002 265 50 sigorta sicil nolu müvekkilinin, 04 Kasım 1998 tarihinde, davalı Bakanlığa bağlı ... İlköğretim Okulunda, okulun memur kadrosunda çalışanı olmaması nedeniyle, evrak takip, evrak tanzim gibi idari işlerde büro emekçisi sıfatıyla çalışmaya başladığını, müvekkilinin çalışmasının tam zamanlı ve o tarihten beri halen aynı şekilde çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin, 04 Kasım 1998 tarihinden beri çalışmasının tam gün ve sürekli olmasına rağmen kuruma bildirimlerinin eksik yapıldığını, .../... adresinde bulunan ... İlköğretim Okulu, Okul Aile Birliği Derneği vasıtasıyla 04.11.1998 tarihinde müvekkilini istihdam ettiğini fakat sigortaya girişinin 07.08.2002 tarihinde yapılmış olduğunu, müvekkilinin yaptığı iş, işin yapıldığı işyeri, işe girdiği tarihten beri hiç değişmemişken SGK ve işyeri kayıtlarına göre, muhtelif paravan ( Sözde Müteahhit) Şirket ve gerçek kişilerle iş Akdi yapılmış gibi görünmekte ise de - arada- kanuna karşı hile ve muvazaa durumu olduğunu, birçok yetkilerin, davalı Bakanlığın üzerinde bırakılması, ilk işe giriş bildirgesinin okul derneği vasıtasıyla verilmesi, müvekkilin işe başladığı tarihten itibaren fiili çalışmasının kesintisiz surette devam etmesine rağmen, kağıt üzerinde giriş/çıkışların yapılması, müteahhitlerin, işe giriş bildirgelerinde çalıştırmaya başlayanlar değişse bile müvekkilin aynı işyerinde aynı vazifeyle çalışmasının sürdürülmesi, gibi olgular karşısında, davalı ..., hizmet süresi bakımdan sorumlu saymak, hukuk devleti olmak ilkesine binaen adaletin tecellisi açısından elzem olduğunu, bu zaruretin, kanun ve hukuk icabı olmasının yanı sıra Yargıtay'ın müstakar içtihatlarıyla da uyumlu olduğunu, 04 Kasım 1998 tarihinden, dava tarihine kadar (çünkü müvekkilinin halen çalışmakta olduğunu) Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; işbu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle taraf olarak gösterilen Milli Eğitim Bakanlığının davalı sıfatının kabul edilemeyeceğini, Bakanlıkları açısından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davalı Okul Aile Birliği, Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda kurulmuş olduğunu, kamu tüzel kişiliği statüsü tanınmadığını, Birliğin dava ehliyeti olmaması nedeniyle okul aile birliği yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, kaldı ki okul aile birliği koruma derneği ile okul aile birliklerinin farklı kuruluşlar olduğunu, okul aile birliği koruma derneği dernekler hukuku kapsamında kurulmuş olduğunu ve tüzel kişilik sahibi kuruluşlar olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama Kurulu Başkanlığının ... Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderdiği, 13.03.2014 tarih ve 58 nolu genelge ile okulların mali işlerinin sorumluluğunun okul aile birliğine devredildiğini, davacının okul aile birliği derneğinin işçisi olarak çalıştığı iddia edildiğinden söz konusu derneklerin kapatılmış olduğunu, iş aktinin de kapatılma tarihi itibarıyla sona ermiş bulunduğunu, hizmet tespit davalarında, hizmetin geçtiği iddia edilen yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde davanın açılması gerektiğini, davanın hak düşürücü süre bakımından reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddialarının somut ve inandırıcı delillere dayanmadığını, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre hizmet tespit davalarında dinlenecek tanıkların bordro tanığı olması gerekmekte olup, hizmet tespit davaları kamu düzenine ilişkin olduğundan davacının hizmet iddiasının hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde ispatlamış olması gerektiğini, ayrıca kamuda çalışan kişilerin kayıtlara geçirilmiş olması ve yapılan ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının esas olduğunu belirterek; davanın reddine dair karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde; öncelikle kurum kayıtlarında görülenin dışındaki iddiaları ve talepleri kabul etmediklerini, hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğini, tanık delilinin tek başına esas alınmaması gerektiğini, hatta bu tarz davalarda niteliği gereği işverenin kabulünün dahi sonuç doğurmadığını, bu tarz davalarda öncelikle davacının çalışmalarına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yada çalışmalarının kurumca tespit edilip edilmediği yöntemine uygun olarak araştırılması gerektiğini, çalışma olgusunun her türlü kanıtla ispatlanabilirse de sürekli kesintili, mevsimlik mi olduğu başlangıç ve bitiş noktaları ve 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının resen araştırılması gerektiğini belirterek; davanın reddine dair karar verilmesini istemiştir. gerektiğini beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonunda; "1-Davanın kabulü ile 11228943178 TC Kimlik nolu, 3501200226550 sigorta sicil numaralı davacı ...'ın Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ... İlköğretim Okulu Müdürlüğünde sekretarya işinde 04.11.1998 - 27.04.2017 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücretle sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığı, 04.11.1998-31.08.2002 döneminde 1377 gün, 04.01.2004-31.10.2004 döneminde 270 gün olmak üzere toplam 1647 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine, " karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, ... 3. İş Mahkemesi'nin 28.12.2018 tarih, 2017/208 Esas ve 2018/552 Karar sayılı kararına yönelik davalı ... vekili ile fer'i müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri, davanın reddine dair karar verilmesi gerektiğinden bahisle; temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Mahkemece yapılması gereken iş; yukarıda izah edilen hususlar kapsamında; davalı ...’na bağlı ... İlköğretim Okulu ile davalı ve davadışı işverenler arasında dava konusu dönemde yapılan temizlik işi ile ilgili hizmet alım ihale evraklarının temini ile iş yapım sözleşmeleri ve bu işyerlerinde davacıya ait şahsi sicil dosyaları, işyeri dosyaları celbedilmeli, bu işyerlerinden dönem bordrolarında ismi geçen bordro tanıklarıdinlenilmeli, Milli Eğitim Bakanlığı ve davalı işyerleri arasında ilişkinin niteliği belirlenmeli, asıl işveren-alt işveren ilişkisi belirlenmesi halinde sigorta primlerinden de asıl ve alt işverenlerin birlikte sorumlu olacağı dikkate alınrak hizmet tespitinin alt işverenler yönünden hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, davalı olarak gösterilen Milli Eğitim Bakanlığı haricinde diğer davalılar hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, kararı temyiz eden davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.