Esas No: 2021/9022
Karar No: 2022/1147
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9022 Esas 2022/1147 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/9022 E. , 2022/1147 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2020/1840-2021/1052
İlk Derece
Mahkemesi :Kayseri 1. İş Mahkemesi
No : 2020/179-2020/381
Dava, 03.06.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespiti ve gelir bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde daha önce Kayseri SGK İl Müdürlüğünce % 7,1 maluliyet sebebiyle gerekli tahsilatların yapılamadığını, akabinde Kayseri 4. İş mahkemesinin 2013/109 esasına açılan davada yapılan itirazlar neticesinde YSK tarafından davacının maluliyet oranının % 53 olarak tespit edildiğini, mahkemenin 09/09/2014 tarihli ara kararı ile SGK ya bu rapora istinaden gelir bağlanması hususunda yetki verildiğini, bu yetkiye istinaden müvekkili ...'ya YSK raporu dikkate alınarak gelir bağlanması için müracaat ettiklerini, ancak SGK bu raporun kesinleşmediği gerekçesi ile işleme koymadığını, sonrasında mahkemenin yapılan itirazları değerlendirdiğini ve en son Adli Tıp Genel Kurulundan alınan rapor ile müvekkilinin maluliyet oranının % 21,2 olarak netleştiğini, bu kez maluliyet oranına göre SGK ya başvuru yaptıklarını, kurum tarafından yine bağlayıcı kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığından bahisle taleplerinin reddedildiğini belirterek davacının maluliyet oranının tespiti ile iş bu kazanının gerçekleştiği tarihe göre de kısmı iş göremezlik geliri bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, kurum sigortalısı ...'nın 03/06/2009 tarihinde iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün % 7,1 oranında kaybettiğine Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığınca karar verildiğini, sigortalının iş göremezlik oranına itiraz etmesine rağmen maluliyet oranının değişmediği ve iş göremezlik oranının % 10'un altına olması nedeniyle gelir bağlanmadığını, sigortalının geçici iş göremezlik oranını yükseltmek için Kayseri 4. İş Mahkemesinin 2013/109 esas sayılı dosyasında kaza geçirdiği işyeri olan Sistem Çelik Eşya Ev Gereçleri San. Tic.Ltd.Ştiyi dava ettiğini, kurumun taraf olmadığı dava süresince Yüksek Sağlık Kurulunun İş göremezlik oranı % 53, Adli Tıp Kurumunun ise % 21,2 olarak tespit ettiğini, davacının gelir bağlanması için yeniden kuruma başvurduğunu ancak kesinleşen bir mahkememe kararı olmaması ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre gelir bağlama işleme yapılamayacağından şahsa kurumca gelir bağlanmasına gerek olmadığına karar verildiğini, kesin olmayan mahkeme kararı ile sigortalıya geçici iş göremezlik geliri bağlanma işleminin yapılmasının 5510 sayılı yasaya göre mümkün olmadığını davacının maluliyet oranının halen % 7,1 olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.
Dahili Davalı Çelik Eşya Mobilya Ev Gereçleri San. Tic.Ltd.Şti vekili 24/08/2020 tarihli beyan dilekçesi ile, davacının sürekli iş göremezlik aylıkları bağlanması yönündeki taleplerinin zaman aşımına uğradığını, Nitekim (kabul anlamına gelmemekle beraber) davacının aylık gelire hak kazandıran olay iş kazası olduğunu, Söz konusu iş kazasının 03.06.2009 tarihinde gerçekleştiğini, davacının Kuruma sürekli iş göremezlik nedeniyle başvurusunun ise 22.09.2014 tarihi olduğunu, dosya muhteviyatından anlaşılacağı üzere davacının Yüksek Sağlık Kurulunun tanzim ettiği maluliyet raporundan sonra 22.09.2014 tarihinde sürekli iş göremezlik aylığı için Kuruma başvurduğunu, Oysa ki; davacının iş kazasının 03.06.2009 tarihinde gerçekleştiğini, Bu nedenle iş kazası tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davacının Kurumdan sürekli iş göremezlik nedeniyle aylık gelir talebinde bulunduğunu ancak davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili kurumun sorumluluğuna karar verilmesi durumunda yeniden kusur raporu alınması gerektiğini, dava muhteviyatında yer alan maluliyet raporlarından Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığınca tanzim edilen raporun esas alınması gerektiğini, bu nedenle davacının maluliyet oranı % 10'un altında kalması sebebiyle sürekli iş göremezlik aylığından faydalanamayacağını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, “.. ATK 3. İhtisas Kurulu raporu, ATK Genel Kurul raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi ile Davacı ... tarafından davalı Sistem Çelik Eşya Ev Gereçleri San. Tic.Ltd.Şti aleyhine Kayseri 4. İş Mahkemesinin 2013/109 esasına açılan Maddi ve Manevi Tazminat dosyasında alınan ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 04/05/2015 tarih, 7245 karar sayılı Raporu ve ATK Genel Kurulunun 19/11/2015 tarih, 2401 karar sayılı raporu davacı ...'nın E cetveline göre % 21,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı tespit edildiğinden bu raporlar doğrultusunda davacının 03/06/2009 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle maluliyet oranının % 21,2 olduğunun tespiti ile meslekte kazanma gücü % 21,2 oranında azalan davacıya 5510 sayılı kanunun 19. Maddesi gereğince kaza tarihi itibariyle sürekli iş göremezlik ödemesi aylığı bağlanması gerektiği..” gerekçesiyle "Davanın kabulü ile; Davacının 03/06/2009 tarihinden geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle maluliyet oranının %21,2 olduğunun tespitine,davacıya kaza tarihi itibariyle sürekli iş göremezlik ödemesi aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine" karar verilmiştir.
Davalı SGK vekili istinaf başvurusunda, davacının maluliyet oranının % 10’ un altında olması nedeniyle gelir bağlanamadığını, mahkemece maluliyetin belirlenmesi bakımından rapor alınmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvurusunda; dahili dava dilekçesi verilirken başvuru ve peşin harç yatırılması gerektiğini, bu nedenle usulüne uygun bir dahili dava dilekçesi olmadığını, esasa ilişkin olarak ise kazanın 2009 da meydana gelip, ilk başvurunun 2014 te yapıldığını, ilk başvuru 5 yıl içinde yapılmadığından gelir/aylık talebinin zamanaşımına uğradığını, Adli Tıp 3. İhtisas ve Genel kurul raporlarının eski tarihli olup, yeniden kontrol olanağının sağlanması gerektiğini, ayrıca işverenin kusurlu olmaması nedeniyle sorumlu olmayacağını ileri sürmüştür.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, “...Davanın Yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Yasa'nın 19'uncu maddesinde "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur." hükmü gereğince meslekte kazanma gücünün tespit edilmesi hususunda öncelikle kurum nezdinde rapor aldırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği hususu vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, aynı Yasanın 58 ve 95'inci maddeleri gereğince meslekte kazanma gücü kaybı ve bedeni çalışma gücü kaybının tespiti bakımından izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Somut olayda, yukarıda belirtilen prosedürün işletildiği, S.S Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun raporunun birbirini teyit ettiği mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bu yönüyle usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 97. maddesinin 1. fıkrasının “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar.” düzenlemesi karşısında, davacının 23.09.2014 tarihli başvurusu dikkate alındığında, geriye doğru 5 yıllık ölüm gelirlerinin talep edilebileceği 01.10.2009 tarihinden itibaren gelir bağlanması gerekirken, kaza tarihinden itibaren gelir bağlanması yerinde görülmemiş, davalılar vekillerinin istinaf isteminin bu gerekçeyle yerinde görülerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle;
1- Davalılar vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulü ile, kayseri 1. iş mahkemesine ait 20/10/2020 tarih ve 2020/179 e. ve 2020/381 k. sayılı kararının kaldırılmasına, yerine,
2-Davanın kısmen kabulü ile, davacının 03/06/2009 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle iş göremezlik oranının %21,2 olduğunun tespitine.
3-Davacıya 01.10.2009 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili ile davalı Kurum vekili, eksik araştırma yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Davanın Yasal dayanaklarından olan 5510 Sayılı Yasanın 19'uncu maddesinde "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur." hükmü gereğince meslekte kazanma gücünün tespit edilmesi hususunda öncelikle kurum nezdinde rapor aldırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği hususu vurgulanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28/06/1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da aynı yöndedir.
5510 Sayılı Yasanın sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Aynı Kanunun “Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans” başlığını taşıyan 97/1. maddesinde ise bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı günden itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı açıklanmıştır.
Şu durumda, 97/1. maddede, gelir ve aylığın 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı belirtilerek her bir gelir ve aylık için 5 yıllık zamanaşımı süresi benimsenmiştir.
Eldeki davada,ilk derece mahkemesi kararını kaldıran bölge adliye mahkemesi kararında davacının sürekli iş göremezlik gelirinin bağlanmasına yönelik kuruma başvuru tarihini 23.09.2014 tarihi olarak belirlemişse de,dosya kapsamında bulunan ve davacının bağlanacak gelirin gönderileceği banka şubesine ilişkin talebi ve adres değişikliğini bildireceğine dair taahhüdünü içeren 28.04.2010 tarihli dilekçesi ile yine davalı Kurumun davacının bila tarihli başvurusuna cevaben 15.09.2010 tarihli yazısı içeriğinde,davacının gelir bağlanmasını talep ettiği hususundan bahsedildiği anlaşılmakla,davacının Kuruma başvurusunun mahkemece tespit edilen 23.09.2014 tarihinden önce olabileceği görülmekle,Mahkemece yapılacak iş,davacının davalı Kuruma gelir bağlanması konusundaki ilk başvurusunun hangi tarihte yapıldığının, yukarıda belirtilen davacının 28.04.2010 tarihli dilekçe içeriği ile davalı Kurumun 15.09.2010 tarihli yazısı da gözetilerek araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Eldeki davada ise, yukarıda açıklanan ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28/06/1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararına ve yasal prosedüre uygun şekilde Yüksek Sağlık Kurulunun bağlayıcı şekilde karar alma yetkisi nedeniyle öncelikle buradan bir rapor aldırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 26.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.