10. Hukuk Dairesi 2018/6705 E. , 2020/1885 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen prim borcu ve sigortalılığın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı, davalı Kurum tarafından şirketleri adına tarh edilen fark prim ve gecikme zammının kaynağının ...,... Temizlik ünvanlı işyerinde çalışan ... ve ... isimli kişilerin şikayetleri ile işyerinde hiçbir zaman çalışmayan ..."ın şikayetleri üzerine, bu kişilerin ... Güvenlik Koruma Eğ. Merk. Ltd. Şti"de çalıştırıldıkları ve sigorta bildirilerinin yapılmadığı ve ilgili kuruma bildirilmedikleri gerekçesiyle fark prim tahakkuku yapılarak gecikme faizi hesaplanmış ise de kesilen idari para cezasının yasal olmadığını, davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen prim borcu ve sigortalılığın iptaline karar verilmesini talep etti.
II-CEVAP
Davalı Kurum hak düşürücü sürenin geçtiğini, kurum işleminin yerinde olduğunu, davalılar ... ve ... ise ...,... Güvenlik Koruma Eğitim Merkezi Ltd. Şti. nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştıklarını, ... Temizlik Ltd. Şti. ünvanlı iş yerinde temizlik işinde çalışmadıklarını iddia ederek, davanın reddini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, kurum işleminin yerinde olduğu kanaatiyle davanın reddine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, sigortalıların temizlik iş yerinde çalıştıklarını, güvenlik görevlisi olarak çalışmalarının bulunmadığını, temizlik iş yerinden yapılan bildirimlerin gerçek ve fiili çalışmaya dayalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada; ...,... Güvenlik Koruma Eğitim Merkezi Ltd. Şti. ile ...,...Temizlik Ltd. Şti."nin ..."a ait olduğu, ... ünvanlı işyerinden ... adına 11/12/2014-28/01/2015 tarihleri arasında toplam 49 gün, ... adına 02/12/2014-25/12/2014 tarihleri arasında toplam 24 gün sigorta bildirimi yapıldığı, ... adına ise ..."ın sahibi olduğu herhangi bir işyerinden hizmet bildiriminin yapılmadığı, yapılan şikayetler üzerine kurum denetmenince düzenlenen 23.11.2015 tarihli raporda; davalı ... adına ... ünvanlı işyerinden 11/12/2014 tarihi itibariyle verilen işe giriş bildirgesiyle 28/01/2015 tarihi itibariyle verilen işten ayrılış bildirgesinin iptal edilerek, ... adına bildirilen 11/12/2014-28/01/2015 dönemine ait hizmetlerin... Güvenlik ünvanlı işyerine aktarılmasına, ... adına verilen 02/12/2014 tarihli işe giriş bildirgesinin işe başlama tarihinin 02/10/2014 olarak düzeltilmesi ve söz konusu bildirgenin yasal süresinde kuruma verilmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin 1. fıkrasının a bendinin 3 numaralı alt bendi de dikkate alınarak 2 nolu alt bendine göre işlem yapılması, ... adına 02/10/2014-01/12/2014 döneminde söz konusu işyerinden hizmet bildirilmediğinden 2014/10, 11 ve 12. aylar için düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinin işverenden talep edilmesi, ...,... Güvenlik ünvanlı işverene ilişkin olarak ... adına 19/09/2014, ... adına ise 09/09/2014 tarihi itibariyle işe giriş bildirgeleri düzenlenerek resen işleme alınması, ... adına 14/02/2015, ... adına ise 27/02/2015 tarihi itibariyle işten ayrılış bildirgeleri düzenlenerek resen işleme alınması, ... adına 19/09/2014-10/12/2014 ve 29/01/2015-14/02/2015 dönemlerinde, ... adına ise 09/09/2014-27/02/2015 döneminde söz konusu... Güvenlik ünvanlı işyerinden hizmet bildirilmediğinden prime esas kazancın alt sınırı dikkate alınarak 2014/9, 10, 11, 12 ile 2015/1 ve 2. aylar için düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinin işverenden talep edilmesi, yasal süresi içerisinde verilmemesi durumunda Kurumca düzenlenerek resen işleme alınması gerektiğinin belirtildiği, davalı kurumca denetmen raporuna istinaden davacı şirkete toplam 10.296,90 TL prim farkı tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Somut dosyada; güvenlik şirketinde bordrolu çalışanlar tanık olarak dinlenilmiş ise de, davalı sigortalıların güvenlik şirketinde fiilen çalışıp çalışmadıkları yeterince araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu nedenle davalılar ... ile ..."ın özel güvenlik görevlisi olarak çalıştıkları iş yerleri tespit edilerek bu iş yerlerinden bildirimi olan bordro tanıkları ve bu iş yerlerine komşu olan iş yeri tanıkları re"sen belirlenmeli, bu kişilerin çalışmanın varlığı hususunda tanık olarak beyanları alınmalı, bu şekilde fiili çalışmanın olup olmadığı araştırılarak irdelenmeli, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 03.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.