22. Hukuk Dairesi 2012/14183 E. , 2013/7545 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.04.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait işyerinde 01.07.1997-18.01.2006 tarihleri arasında çalıştığını iş sözleşmesinin davalı işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait ... Merkezinde müdür olarak çalışan davacının emri altında çalışan tüm personelden şahsi amaçlı borç para temin ettiğini ve amirlik vasfını kullanarak kendisi adına alınan kredilere kefil yaptığını, kasa durumu uygun olmasına rağmen diyaliz merkezi kantinine ait boç solüsyon bidonlarını merkeze göndermeyerek satışlarını kendisinin gerçekleştirdiğini ve satış bedellerini işverenin hesabına intikal ettirmediğini, Zile Belediye Başkanına işveren hakkında asılsız iddialarda bulunarak, bu yolla ilgili kişiden borç para aldığını, iş sözleşmesinin bu sebeplerle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin II. bendinin (e) alt bendi uyarınca haklı sebebe dayalı feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece, davalı işverenin feshin haklı sebebe dayandığını şahit beyanları ve diğer delillerle ispatlayamadığı, dinlenen davalı tanığının bidonların davacı tarafından satıldığına ilişkin doğrudan görgüye dayalı bir bilgisi olmadığı gibi diğer hususlarda da rivayet yolu ile beyanda bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda, 18.10.2006 tarihli fesih ihbarnamesinde, denetleme kurulu tarafından işyerinde yapılan denetleme sonucunda davacı hakkında başlatılan disiplin soruşturması neticesinde, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin II. bendinin (e) alt bendi gereğince feshedildiği belirtilmiştir.
Dosyada mevcut, disiplin soruşturması dosyasının incelenmesinde işyerinde çalışan tüm personelin, davacının feshe konu eylemlerini ilişkin yazılı beyanlarının alındığı görülmektedir. İşyerinde çalışan diğer işçilerin, davacınını kendilerinden borç para aldığını, bankalardan alacağı kredilere kendilerini kefil olarak bildirdiğini ve kendisine verilmek üzere kredi çektirdiğini doğruladıkları görülmektedir.
Kantin görevlisi olarak çalışmakta olan ..., yazılı beyanında, işyerinin kantinine ait kasada nakit para bulunmasına rağmen, davacının talimatı ile alışveriş yaptıkları firmalara ürün bedellerini ödemediklerini, bu sebeple Ülker firmasının kantine mal vermeyi kestiğini bildirmiştir.
Davacı disiplin soruşturması sırasında yazılı olarak alınan savunmasında davalı işveren ait boş solüsyon bidonlarını sattığını alan şahsın satış bedelini ödememiş olması sebebi ile davalı işverenin hesabına bidon bedellerini aktarmadığını ve Zile Belediye Başkanından borç aldığını kabul etmiştir. İşyerinde solüsyon bidonlarının Ankara"ya gönderilmesi yönünde uygulama bulunduğu ve satış işlemlerinin de işveren tarafından gerçekleştirildiği, davacı şahit anlatımlarından anlaşılmaktadır
Ayrıca, davacının işverenin para göndermemesi sebebi ile işçilerin parasının ödenemediğini söyleyerek, Belediye Başkanından 1.000,00 TL ödünç para istediği ve işverene ilişkin gerçeğe aykırı beyanda bulunarak kendisi için borç para temin ettiği şahit olarak dinlenilen Zile Belediye Başkanının beyanı ile sabittir
Davacının yukarıda belirtilen eylemleri, iş sözleşmesinin devamı için gerekli olan güven duygusunu zedeleyecek nitelikte ve işverenin itibarını sarsacak mahiyettedir. Davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı (e) bendi gereğince haklı sebeple feshedildiği görülmektedir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, kıdem ve ihbar tazminatı istemleri yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
2-Kabule göre de, davalı 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu"nun 56/b. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 13/j. maddesi gereğinde harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi hatalıdır.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 09.04.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.