22. Hukuk Dairesi 2012/14182 E. , 2013/7544 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVACI-
KARŞI DAVALI : ...
DAVALILAR-KARŞI
DAVACILAR :
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, vergi iadesi, dini ve milli bayram ücret alacağı, maaş, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karşı davacı ise ihbar tazminatının tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; asıl davada ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karşı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.04.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılara ait işyerinde 15.03.1998-30.09.2009 tarihleri arasında çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, hak kazandığı yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkillerine bağlı gerçekleşen çalışma süresinin kesintili gerçekleştiğini, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı sebebi ile işverence haklı feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalıların iş sözleşmesini fesihte haksız oldukları, davacının fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı, davacının hak kazandığı yıllık izinlerinin kullandırıldığı veya ücretlerinin ödendiğine ilişkin işverence delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2-İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
İşçinin işe devamsızlığı, her durumda işverene haklı fesih imkanı vermez. Devamsızlığın haklı bir sebebe dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı sebeple fesih imkanı bulunmamaktadır
Somut olayda, davalı işveren tarafından, davacının 23.09.2009 tarihinden sonra işe gelmediğine ilişkin düzenlenmiş devamsızlık tutanakları dosya içerisine ibraz edilmiştir. Davalı ve davacı tanıklarının ortak anlatımlarından; davacının yıllık izin süresinin sonu olan 23.09.2009 tarihinden itibaren işe devam etmediği anlaşılmaktadır. Ancak davacının kardeşi olan ve işyerinde çalışması bulunan tanık ..., işverenin şirkette küçülmeye gittiğini, bu sebeple işçi çıkarmamak için işçilerin ücretini düşürmek istediğini, davacının düşük ücret ile çalışmak istemediğini bildirmiştir. Tüm deliller birarada değerlendirildiğinde, işverence ücretinin düşürüleceğinin bildirilmesi üzerine davacının işe devam etmediği anlaşılmaktadır .
4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde bendinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma şartlarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih sebepleri arasında yerini almıştır. Somut olay açısından, ücretinin düşürülmesi davacı açısından çalışma şartlarının uygulanmaması niteliğinde olup, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 24/II- f. bendi gereğince davacı işçi tarafından fiilen işe devam etmemek sureti ile sonlandırıldığının kabulü gerekir. Bu durumda işçinin kıdem tazminatı hakkı doğmakta ise de ihbar tazminatı talep hakkı bulunamamaktadır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, ihbar tazminatı istemi yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
3-Taraflar arasında ki diğer uyuşmazlık noktası ise işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususundadır .
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır.
Somut olayda, davalı işveren tarafından dosya içerisine ibraz edilen ve davacının imzasını taşıyan yıllık izin belgesine göre davacının 07.09.2009-22.09.2009 tarihleri arasında yıllık izin kullandığı sabittir . Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yıllık izin kullandığı bu süreler dikkate alınmaksızın hesaplama yapılmıştır. Hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi de ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.04.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.