Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14177
Karar No: 2013/7539

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/14177 Esas 2013/7539 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/14177 E.  ,  2013/7539 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ile manevi tazminat alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.04.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalıya ait işyerinde 03.06.1998-19.01.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından, hakkında ağır ithamlarda bulunularak haksız feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yapmasına ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışma karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, işlemediği bir suça ilişkin hakkında onur kırıcı ithamlarda bulunulması, yedi aylık hamile olduğu bir dönemde iş sözleşmesini sonlandırılması sebebi ile psikolojisinin bozulduğunu ve bebeğininde sağlığının riske atıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde arıza sebebi ile değişimi gereken cihazların distribütör firmalardan temini işini yürüttüğünü, değişim telefonu alımlarında telefonların şirkete getirilmesi işi ile sorumlu olduğunu, davacının bu işi Uğur Baştan adlı personele bıraktığını, cihazları koli bazında sayım yapmadan teslim aldığı halde eksiksiz teslim alınmış gibi tesellüm belgeleri düzenlediğini, telefonları kilitsiz odada depoladığını ve sorumluğunda bulunan bu görevleri gerektiği gibi yerine getirmemiş olması sebebi ile 865 adet telefonun çalınmasına sebebiyet verdiğini, iş sözleşmesinin bu sebeple haklı feshedildiğini, telefonların çalındığının tespit edilmesi üzeren ilgili bölümde çalışan personelin tamamı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasının müvekkilinin şikayet hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, davacının hırsızlık yaptığından bahisle iş sözleşmesine son verilmesinin kişilik haklarını ağır, ciddi ve önemli ölçüde ihlal edeceği, işverenin bu konuda yeterli özeni göstermeyip şirket içi soruşturmasında tahkikatla çözümleyebileceği bir alanda doğrudan iş sözleşmesine son vermesi ve Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunması sebebi ile davacının manevi tazminata hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasındaki davacının manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.07.2010 tarih 2010/4 esas 2010/374 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü, Anayasa"nın 36. maddesinde, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahip olduğu yer almıştır.
    Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır.
    İşte bu noktada, hak arama özgürlüğü ile kişilik hakları karşı karşıya gelmiş olabilir. Sorun bu değerlerden hangisine üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hak arama özgürlüğünün, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmadığı, diğer bir anlatımla kişi, istediği biçim ve koşulda ve salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamayacağı, aksi halde bu hakkı kötüye kullanmış sayılacağı kabul edilerek, Anayasa ve kanunların öngördüğü güvenceden yararlanamayacaktır.
    Hak arama özgürlüğünün hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli delillerin olması zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir.
    Somut uyuşmazlık açısından konu ele alındığında, davacının çalıştığı birimde 850 adet telefonunun çalındığı sabittir. Her ne kadar bu olay sebebi ile davacının iş sözleşmesi haksız feshedilmiş ise de, olaya ilişkin yürütülen soruşturma sırasında davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu, davacının bu olay sebebi ile derin elem ve üzüntü duyduğu ve hamileliğinin olumsuz etkilendiğine ilişkin delil ibraz edilmemiştir. Davalıya ait çok sayıda telefonunun işyerinden çalınmış olması sebebi ile de, anılan birimde çalışan tüm personel hakkında kanuni mercilere şikayette bulunulmasını haklı gösterecek emare ve olguların bulunduğu da sabittir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, manevi tazminat istemi yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi