5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/5752 Esas 2020/3825 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5752
Karar No: 2020/3825
Karar Tarihi: 11.05.2020

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/5752 Esas 2020/3825 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın temyiz edilmesi sonucunda, mahkumiyet hükmü onanmış ancak araç iadesi hükmü bozulmuştur. Bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi hâlinde, yasa yollarının tüketilmesi dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mâl olacağı ve bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı belirtilmiştir. Mahkeme, bu durumun AİHS Ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasanın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı gerekçesiyle müsadereye ilişkin davanın esas hükümden ayrı olarak incelenmesine karar vermiştir. Ayrıca, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak, 5607 sayılı Yasa'nın 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenlemeyle sanık lehine hükümler içerdiği ve bu nedenle yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri:
- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 13. maddesi
- TCK'nin 54. maddesi
- 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi
- 5607 sayılı Yasa'nın 3/22. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 7. maddesi
- 7242 sayılı Yasa'nın 63. maddesi
- 5607 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321.
19. Ceza Dairesi         2019/5752 E.  ,  2020/3825 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun 13. ve TCK"nin 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, 2 nolu bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi hâlinde, yasa yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mâl olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması hâlinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS Ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasanın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek müsadereye ilişkin davanın esas hükümden ayrı olarak incelenmesine oy birliğiyle karar verildi,
    1-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede;
    Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"nın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasa’nın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa"nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasa’nın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.