Esas No: 2021/5860
Karar No: 2022/1122
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/5860 Esas 2022/1122 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/5860 E. , 2022/1122 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 41. İş Mahkemesi
Dava, iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalılardan ... Nişaat Mimarlık Dek. San. ve Tic. Ltd. Şti'ye Rusya ... şehrinde bulunan mermer kesim atölyesinde iş yerinde geçirdiği kazanın iş kazı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminde hata olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından, davanın, davacının davalı işyerinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespiti hususundan kaynaklandığı, dava açılış tarihinin 07/10/2015 tarihi olduğu, davacının kuruma dava açıldıktan sonra 26/12/2016 tarihinde müracaat ettiği, kurumun 10/01/2018 tarihli kararı ile kazanın iş kazası olduğuna karar verildiği, 475804 sayılı yazı ile davacı talebinin bölge sağlık kuruluna maluliyet oranının belirlenmesi için gönderildiği, 07/03/2018 tarih, 840 sayılı Bölge Sağlık kurulu kararında davacının maluliyet oranının %7,2 olarak tespit edildiği, davanın konusuz kaldığı, davanın açılmasına davalı kurumun sebebiyet vermediği anlaşılmış, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılması gerekçesiyle; “Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,
“ Mahkemenin kararına ilişkin elektronik tebligatın 2/8/2019 tarihinde istinaf eden vekiline iletildiği, bu tarihi izleyen 5. Gün 7/8/2019 tarihinde tebligatın yapılmış sayılacağı (Elekronik Teb.Yön. Madde 9/3), davacı vekili tarafından 22/8/2019 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7/3 maddesi yollaması ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1 maddesindeki düzenlemeye göre "Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinden verilen temyizi kabul nihai kararlar ile Hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, "Adli tatil, her yıl yirmi Temmuzda başlar, otuz bir Ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül'de başlar." Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi, "(1)Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:...ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar...h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler...(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir Mahkemeye, Bölge Adliye Mahkemesine veya Yargıtay'a gönderilmesi işlemleri de yapılır...."Adli tatilin sürelere etkisi başlıklı 104. maddesi, "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." Diğer kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler başlıklı 447. maddesi, "Diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hâllerde, bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır." düzenlemelerini içermektedir.
Bu yasal mevzuat çerçevesinde artık, (icra mahkemesinde görülenler hariç) basit yargılama usûlüne tabi olan davalara adlî tatilde bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tâbi davalar da adlî tatile tâbi olacaktır. Basit yargılama usûlünün uygulandığı sulh hukuk mahkemeleri ile iş mahkemeleri adlî tatilden yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda ise basit yargılama usûlüne tâbi olan davalar adlî tatilde görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11). Adli tatilde görülemeyen basit yargılama usûlüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, adlî tatil süresi içinde sona ererse, adlî tatilden sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adlî tatilde görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usûlü değil, dava veya işin ivedi olması ya da mahkemenin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle mahkeme yazılı ya da basit yargılama usûlüne tâbi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin adlî tatilde de görülmesine karar verebilir. Adlî tatilde bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, adlî tatil dönemine rastlarsa, bu süreler adlî tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılır. (Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medeni Usûl Hukuku, 14. Bası, s. 273, 274)
Bu doğrultuda, hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalardan olması sebebiyle adli tatile tabi olmayan eldeki davada; adli Tatil içerisinde de sürelerin işleyeceği açıktır.
7036 sayılı Kanun'un 7/5. maddesinde "Kanun yoluna başvurulan kararlar, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu bükümlerden de anlaşılacağı üzere istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulan kararlar hakkında ivedilikle karara bağlanması hususu yasa gereği olup buna göre söz konusu kanun yollarına başvuru sürelerinin bu bağlamda istinaf başvuru süresinin adli tatile tabi olması ve sürenin adli tatil bitim tarihinden itibaren bir hafta uzaması söz konusu olmayacaktır.
O halde, 6100 sayılı Yasanın 352/1.c maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin, süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla,
Davacı vekili tarafından verilen istinaf başvuru dilekçesinin 6100 Sayılı Yasanın 352/1.c maddesi uyarınca süre yönünden REDDİNE, ” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, BAM istinaf başvuru süresinin hatalı hesaplandığından ve davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, “Adli tatil, her yıl yirmi Temmuzda başlar, otuz bir Ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylülde başlar.”; Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi, “(1)Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür: ...ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar...h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler...(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.”; … Adli tatilin sürelere etkisi başlıklı 104. maddesi, “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” Diğer kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler başlıklı 447. maddesi, “Diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hâllerde, bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır.” düzenlemelerini içermektedir.
Bu yasal mevzuat çerçevesinde artık, (icra mahkemesinde görülenler hariç) basit yargılama usulüne tabi olan davalara adli tatilde bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tabi davalar da adli tatile tabi olacaktır. Basit yargılama usulünün uygulandığı sulh hukuk mahkemeleri ile iş mahkemeleri adli tatilden yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda ise basit yargılama usulüne tâbi olan davalar adli tatilde görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11).
Adli tatilde görülemeyen basit yargılama usulüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, adli tatil süresi içinde sona ererse, adli tatilden sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adli tatilde görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usulü değil, dava veya işin ivedi olması ya da mahkemenin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle mahkeme yazılı ya da basit yargılama usulüne tabi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin adli tatilde de görülmesine karar verebilir. Adli tatilde bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, adli tatil dönemine rastlarsa, bu süreler adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılır. (Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medeni Usûl Hukuku, 14. Bası, s. 273, 274)
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında somut olaya dönüldüğünde, söz konusu dava, niteliği itibariyle iş kazasının tespiti istemine yönelik olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103. maddesi kapsamında adli tatilde görülebilecek nitelikte bir dava değildir. Diğer yandan söz konusu davanın ivedi görülmesine karar verilen dava ve işlerden de olmaması sebebiyle, davacının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 104. maddesinde belirtilen bir haftalık süreden yararlanması gerekir. Bu açıklamalar çerçevesinde, 07.08.2019 tarihinde tebliğ edilen karara karşı davacı vekili tarafından 22.08.2019 tarihinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde olduğu belirgin olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine yönelik karar, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.