17. Hukuk Dairesi 2018/5708 E. , 2019/3784 K.
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ...Ş. aralarındaki dava hakkında ... 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 06/05/2014 gün ve 2014/148-2014/148 sayılı hükmün Dairemiz’in 29.9.2014 gün ve 2014/13789-2014/12826 sayılı kararı ile temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiş olup, karara karşı talep eden (davacı) vekili tarafından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna başvurulması üzerine Anayasa Mahkemesi’nce talep edenin (davacının) adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Talep eden (davacı) vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı motorsikletin yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin malul kaldığını beyanla, belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 21.1.2013 tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 97.416,41 TL’ye yükseltmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili talebin reddini savunmuştur.
Hakem heyetince 14/1/2014 tarih ve K.2014/95 karar sayılı kararı ile toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 97.416,41 TL tutarındaki tazminatın 21.1.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ... Sigorta A.Ş.’den alınarak başvuru sahibi ...’a ödenmesine karar verilmiş; karşı taraf (davalı) vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem heyetince 02/04/2014 tarihli, 2014/İHK-162 karar sayılı kararıyla maluliyet ile kaza arasında illiyet olmadığından bahisle itirazın kabulü ile başvuru sahibinin talebinin reddine karar verilmiş, ... 21. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce 06/05/2014 gün ve 2014/148-2014/148 sayılı kararı ile Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetinin 19/12/2014 tarihli 2014/E.5445.33 K-2014/4717 sayılı kararı ve hakem dosyasının mahkeme arşivinde saklanmasına karar verilmiş, itiraz hakem kararı talep eden (davacı) vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz’in 29.9.2014 gün ve 2014/13789-2014/12826 sayılı kararı ile temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
1-Talep edenin (davacının) temyiz yoluna başvuru süresi mahkemenin değişik iş sayılı karar evrakının tebliği tarihi yerine, sehven sigorta tahkim komisyonunun kararı tebliğ etme tarihinden itibaren başlatılarak esasen temyiz istemi süresinde olduğu halde, Dairemizce temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak 1086 Sayılı HUMUK"un 440/III-4. maddesinde hakemlerin verdiği hükümlerin ve bu kanunun tahkim hükümlerine göre mahkemece verilecek kararların onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlar hakkında karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği düzenlenmiş olup Dairemiz’in 29.9.2014 gün ve 2014/13789-2014/12826 sayılı kararı hakemin verdiği kararın onanması veya bozulması olmayıp temyiz isteminin süreden reddine ilişkin olmakla Daire kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulabileceği ve miktar itibariyle de karar düzeltme yolu açık olduğu halde, talep eden (davacı) vekilince usulüne uygun tebligata rağmen karar düzeltme yoluna başvurulmadan, tüm iç hukuk yolları tüketilmeden karar düzeltme yoluna başvuru süresi geçirildikten sonra doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna başvurulması ve Anayasa Mahkemesi’nce bu husus gözetilmeden karar verildiği görülmektedir. T.C. Anayasası madde 153/1 gereği Anayasa Mahkemesi kararları kesin olup madde 153/6 gereği yargı organlarını bağladığından, maddenin diğer fıkraları büyük ölçüde norm denetiminde verilen iptal kararlarını düzenlerken belirtilen fıkralarda kararlar arasında ayrım yapılmadığından (Göztepe, Ece, Bireysel Başvuru Kararlarının Bağlayıcılığı ve İcrası Sorunu ile Kurumsallaşma İhtiyacı, Anayasa Yargısı, C.33, AYM Yayınları, Ankara 2016, s. 96), dolayısıyla bireysel başvuru sonucu verilen kararlar da kesin olduğundan (İnceoğlu, Sibel, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: Türkiye ve Latin Modelleri, On İki Levha Yay., İstanbul 2017, s. 130) Dairemiz’in 29.9.2014 gün ve 2014/13789-2014/12826 sayılı temyiz isteminin süreden reddi kararının kaldırılmasına, talep eden (davacı) vekilince temyiz dilekçesinde duruşma talep edilmediğinden bireysel başvuru kararı sonrasındaki duruşma talebinin reddine karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
2- Talep, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ... Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin ... Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği veya Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyetin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur.
Somut olayda kaza tarihi 3.5.2011 olup hakem heyetince ... uzmanından aldırılan 6.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği(Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü)’ne göre talep eden (davacı) tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu, tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen depresyon, sağ kondil yokluğu ve ağız açmada kısıtlılık nedeniyle %57 oranında daimi malul bulunmuş, hakem heyetince bu maluliyet oranı esas alınarak hesaplanan tazminata hükmedilmiştir. Karşı taraf (davalı) vekilinin hakem kararına itirazı üzerine itiraz hakem heyetince kaza iş-trafik kazası olmadığından özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili adı belirtilen devlet hastaneleri veya tıp fakültesi hastanesinden kazayla illiyet olup olmadığına dair talep edenden (davacıdan) özürlü sağlık kurulu raporu sunması istenmiş, talep eden (davacı) vekili tarafından da daha önce dosya içerisinde bulunan Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden verilen 19.12.2012 tarihli süresiz özürlü sağlık kurulu raporu sunulmuştur. Sunulan özürlü sağlık kurulu raporuna göre ise talep edende(davacıda) %70 oranında maluliyet (major depresif bozukluk; kronisite kazanmış, tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen+ travma sonrası stres bozukluğu; tedavi ile işlevselliği düzelmeyen) tespit edilmiştir. İtiraz hakem heyeti kararında Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili olmadığından ve raporda maluliyet ile kaza arasında illiyet olup olmadığı anlaşılamadığından hükme esas alınmadığını, davacının hasta öyküsünde 2 yıl önce trafik kazası geçirdiğinden bahsettiğini, o tarihin de 2010 yılına denk geldiğini, uyuşmazlık konusu kazanın ise 2011 yılında meydana geldiğini, rapor yetersiz olup davalının süre uzatımına muvafakatı olmadığından yeni rapor alınıp karar vermek için de sürenin yeterli olmadığı gerekçeleriyle mevcut belgelere göre maluliyet ile kaza arasında illiyet kurulamadığından bahisle talebin reddine karar verilmiştir.
Oysa ki 3.5.2011 kaza tarihi itibari ile Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olup, hakem dosyasında yer alan ... uzmanından aldırılan 6.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda ilgili yönetmeliğin mi, yoksa tüzüğün mü rapora esas alındığı ve psikolojik durum ile kaza arasında illiyet bağı olup olmadığı açık olmadığından rapor denetime elverişli olmadığı gibi, bu rapor ile Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce düzenlenen 19.12.2012 tarihli özürlü sağlık kurulu raporu arasında açıkça çelişki bulunması, dosyada mevcut raporların denetime elverişli olmaması karşısında itiraz hakem heyetince yapılacak iş, ... Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan talep edenin (davacının) maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun yeni bir rapor alınarak, “talep edenin (davacının) var ise psikolojik maluliyeti ile talebe konu 3.5.2011 tarihli trafik kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı da tespit ettirilerek”, çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi iken, yanılgılı değerlendirme, yerinde olmayan gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.(HGK’nın 2013/17-2423, 2015/1661 sayılı ilamı da bu yöndedir.)
3- İtiraz hakem heyeti kararının 5. sayfasında kaza tarihinin 3.5.2011 yerine 13.5.2011 olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Dairemizin 29.9.2014 gün ve 2014/13789-2014/12826 sayılı temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine dair kararının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle talep eden (davacı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.