3. Hukuk Dairesi 2018/7686 E. , 2019/5623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mahallinde yapılan incelemede, kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, tutanak ile zabıt altına alındığını, borçlu davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiş, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2012/12905 sayılı dosyasına davalının itirazının asıl alacak ve gecikme cezası olmak üzere toplam 11.532,92 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) TTK"nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1. fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..." sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12.maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1.fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise "davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; dosyadaki bilgi ve belgelerden, eldeki davanın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 29.03.2013 tarihinde açıldığı, dosya kapsamındaki kaçak su ve usulsüz su kullanım tutanaklarından dava konusu yerin büfe/lokanta olduğunun belirtildiği anlaşılmakta olup, mahkemece davanın ticari dava olup olmadığı, ticari dava olduğunun anlaşılması halinde uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK" nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek, eksik inceleme ile görev hususu aydınlatıp yeterli araştırma yapılmaksızın işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Kabule göre de, somut olayda mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna davacı tarafın itirazı üzerine alınan asıl rapor yeterli görülmeyip bilirkişiden ek rapor alınmış ise de, gerekçesi açıklanmadan ek raporun hükme esas alınmayıp asıl rapora dayalı hüküm tesis edilmesi de doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; görev hususu açıklığa kavuşturulmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.