Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8644
Karar No: 2022/1296
Karar Tarihi: 27.01.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8644 Esas 2022/1296 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/8644 E.  ,  2022/1296 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    No : 2021/164-2021/583

    İlk Derece
    Mahkemesi :Samsun 3. İş Mahkemesi
    No :2020/185-2020/576


    Dava, aksine işlemin iptali ile 25.6.2019 tarihli yurtdışı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili özetle, usulüne uygun olarak yurt dışı sürelerini borçlanma talebinde bulunduğunu ancak bildirdiği adrese tahakkuk yazısı gelmediğini, 19.03.2020 de Kurum kayıtlarına geçen ve borçlanmasının sonucunu sorduğu yazılı dilekçesine cevaben Kurumun 09.04.2020 tarihli yazısı ile borçlanmanın 3 ay içinde işlemlerin tamamlanmaması nedeniyle iptal edildiğini bildirmesi üzerine 09.04.2020 tarih/ 52787920 sayılı işlemin iptalini 25.06.2019 tarihli yurtdışı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespitini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, cevap dilekçesinde, yurt dışı borçlanması ile ilgili işlemlerini 3 ay içinde tamamlamaması nedeniyle Kurumca yapılan yurt dışı borçlanmasının iptali işleminin hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince “..buna göre, davacının 25/06/2019 tarihinde yaptığı borçlanma talebi neticesinde, kurum tarafından davacıya bildirmiş olduğu adrese iadeli taahütlü olarak, davacının kanunda öngörülen 3 ay içinde bu eksikliğini gidermesi için gönderilmiştir.Kurum tarafından davacının bildirmiş olduğu adrese tebligat usulünce iadeli taahütlü olarak çıkartılmış ancak tebligat iade dönmüştür. Davalı Kurum mevzuat hükümleri doğrultusunda gerekli ve yeterli işlemi yapmış ancak davacı süresi içinde kurum tarafından belirlenen meblağı yatırmadığından davanın reddi gerekmiştir. (aynı yönde Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Esas Karar 2018/7232 2020/1330)” gerekçesi ile, “...davanın reddine,...” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ
    Davacı vekili, tarafına çıkarılan tahukkuku bildirilen yazının tebliğ olmadığını kendi araştırmaları neticesinde haberdar olduğunu kurumun borçlanmayı iptal işleminin haksız olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince “... yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde başvuru tarihinden itibaren davanın 6 ay içinde açılmadığı anlaşılmakta olup Mahkemece, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığı, istinaf sebebine göre davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun duruşma açılmadan HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “ gerekçesi ile, “...davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Yasa'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,...” karar verilmiştir.
    V-TEMYİZ NEDENLERİ:
    Davacı vekili özetle, tarafına çıkarılan tahukkuku bildirilen yazının tebliğ olmadığını kendi araştırmaları neticesinde haberdar olduğunu kurumun borçlanmayı iptal işleminin haksız olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 01.01.1961 doğumlu davacının Almanya’da çalışılan ve ev kadınlığı olarak geçen sürelerden 27.11.1998-30.11.2008 tarihleri arasında 3603 günü borçlanmak istediğine dair dilekçesini, yurt içi adresini yazışma adresi olarak bildirerek, 25.06.2019 tarihinde PTT ye verdiği, talebin 27.06.2019 tarihinde Kurum kayıtlarına girdiği, 18.07.2019 tarihli tahakkuku bildiren Kurum yazısının iadeli taahhütlü olarak ancak zarfın üzerine adresin tam olarak yazılmadığı, davacının 18.03.2020 de postaya verdiği dilekçesi ile borçlanmaya dair tahakkuku talep ettiği, davalı Kurumun 09.04.2020 tarihli yazısı ile borçlanmanın 3 ay içinde işlemlerin tamamlanmaması nedeniyle borçlanmanın iptal edildiğini bildirdiği, davacının eldeki aksine işlemin iptali ile 25.06.2019 tarihli yurtdışı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkin davasını 17.06.2020 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır.
    Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanunun 4. maddesi tahakkuk ettirilen borç tutarının tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödeneceğinin düzenler.
    Somut olayda davacının 25.06.2019 tarihli yurt dışı borçlanma talep dilekçesine karşılık davalı Kurumun hazırladığı tahakkuku bildiren 18.07.2019 tarihli yazısının usulüne uygun tebliğ edilmediği görüldüğünden ve davacının 09.04.2020 tarihli yurt dışı borçlanmasının iptaline dair davalı Kurum işlemi için 17.06.2020 tarihinde dava açması karşısında davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi