Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3456
Karar No: 2020/1867

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/3456 Esas 2020/1867 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/3456 E.  ,  2020/1867 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi


    Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbuk Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili; davacı hakkında davalı kurum tarafından haksız bir şekilde icra takibi başlatıldığını, bu icra takibinden gönderilen ödeme emrinin davacıya 02/12/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve ödeme emriyle davacıdan 934.202,92 TL talep edildiğini, müvekkilinden talep edilen alacakların 2005 yılının 5. ayı ile 2010 yılının 2. ayı arasında tahakkuk ettirildiğinin belirtildiğini, kurumun prim alacakları ile ilgili 06/07/2014 tarihinden önceki prim borçlarından 5 yıl bu tarihten sonrakilerde ise 10 yıl olduğunu, davacıdan talep edilen prim alacakları ile ilgili zamanaşımı süresinin geçtiğini, bunun yanında davacının asıl prim borçlusu olan ... A.Ş. de yönetim kurulunda görev almadığını, herhangi bir temsil kabiliyetinin de bulunmadığını, dolayısıyla prim borçlarından sorumlu olmadığının, bu nedenle öncelikle icra takibinin ihtiyari tedbiren durdurulmasına ve davacıya gönderilen ödeme emrinin iptaline ve davacının borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurumun ... sicil sayılı dosyasında işlem gören iş yeri işvereni ...,... San. ve Tic. A.Ş"nin 2005/5. aydan 2010/2. aya kadar aradaki prim, işsizlik primi ve damga vergisi borçlarından dolayı icra takibi başlatıldığını, 5510 sayılı Yasa"nın 88. maddesine göre "kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri ile kanuni temsilcileri kuruma karşı işverenlerinde birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu" olduklarının belirtildiğini, borçların zamanında ödenmemesi, yüksek miktarda olması ve tahsilanı hızlandırılması amacıyla şirket yönetim kurulu üyeleri ve yetkilileri hakkında icra takibi başlatıldığını, borcun oluştuğu dönemlerde davacının şirket yönetim kurulu üyesi olduğunu, dava konusu prim borçlarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, dolayısıyla henüz 10 yıllık sürenin dolmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine, ayrıca %10 haksız çıkma tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; davacının 26/11/2015 tarih 16.557.510 sayılı ödeme emrine konu prim, işsizlik pirimi ve damga vergisinden 2005/5-2008/8 dönemleri yönünden borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emrinin bu döneme isabet eden 772.689,32 TL yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, davacının davaya konu işyerinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, gönderilen ödeme emrinde borçların zamanaşımının geçmediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek temyiz başvurusunda bulunmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Yasa"nın 35., mükerrer 35. ve 5510 sayılı Yasa"nın 108’inci maddesinin c bendi gereğince 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88’inci maddesinde düzenlenmiştir.
    506 sayılı Yasa, öngörülen istisnaları dışında 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un 106’ıncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, anılan Kanunun 108. maddesi hükmü gereği 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanun"un 88/20’inci maddesi ile “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
    Davadışı borçlu ...,... San. ve Tic. A.Ş.’deki yönetim kurulu üyeliğinden dolayı 2005/05-2010/02 tarihlerine ilişkin prim, işsizlik sigorta primi ve damga vergisi kalemlerinden oluşan borçları nedeniyle kurum tarafından takip yapıldığı anlaşılan davacının, temsil yetkisinin bulunmadığından bahisle sorumluluğunun olmadığını beyanla ödeme emirlerinin iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmakta olup; davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Kanun’un 55. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 88’inci maddesidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde, davacının 01.01.2006 ve 30.08.2008 tarihleri arasında dava dışı ...,... San. ve Tic. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olduğu, uyuşmazlık konusu dönemde, temsil ve ilzama yetkili olduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, Anonim şirketlerde prim borçlarından sorumluluk için sadece yönetim kurulu üyesi olmanın yeterli olduğuna ilişkin yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği (5510 sayılı Yasa"nın 88. maddesi) 01/10/2008-2010/2. ayları arasında tahakkuk etmiş prim borçlarından sorumlu olduğu, davacının 2008/9 ila 2010/2. ayları arasındaki süreye karşılık gelen 161.513,60 TL sinden sorumlu olduğu, 772.689,32 TL sinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş ise de, 01.07.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları bakımından, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekirken; sonradan yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un 88. maddesi burada bir ayrıma giderek, özellikle Anonim Şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca ve açıkça belirtildiği dikkate alınmalı ve davacının sorumluluk başlangıcının 01.07.2008 tarihi olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi