18. Ceza Dairesi 2019/1535 E. , 2019/9291 K.
"İçtihat Metni" Hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına dair Bilecik 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/07/2017 tarihli ve 2017/39 esas, 2017/387 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25/02/2019 gün ve 18106 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın müştekiyle ortak çocuklarına ait telefonu tamir ettirmek üzere uhdesine aldığı sırada, üçüncü bir kişiyle yapmış olduğu müştekiye tehdit ve hakaret içeren konuşmaların telefona kaydedilmesi ve müştekinin de söz konusu konuşma içeriğinden haberdar olarak şikâyetçi olmasından ibaret somut olayda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 25/06/2018 tarihli ve 2017/3805 esas, 2018/1507 sayılı kararıyla; tehdit suçu yönünden, sanığın telefonu kullandığı sırada eşine iletilmek üzere konuşmaları bilerek kaydettiğine ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle Yerel Mahkemenin kararını kaldırarak sanığın beraatine karar verdiği anlaşılmakla, aynı eylemle hakaret suçunu da işlediği kabul edilen sanığın anılan gerekçelerle hakaret suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın müştekiyle ortak çocuklarına ait telefonu tamir ettirmek üzere aldığı sırada, üçüncü kişilerle yapmış olduğu konuşmalarda müştekinin gıyabında hakaret içeren konuşmalar yaptığı, sanığın haberi olmadan konuşmaların telefona kaydedildiği ve mağdurun da bahse konu konuşma içeriğinden haberdar olarak şikâyetçi olduğu, yapılan yargılama neticesinde sanığın hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesin nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Hakaret suçunun huzurda işlenmesinin en tipik örneği, fiilin mağdurun yüzüne karşı işlenmesidir. Fail, bu durumda hareketi doğrudan öğrenir. Suçun huzurda işlenmiş olması mutlaka fail ile mağdurun fiilin işlendiği sırada yüz yüze olmasını gerektirmez. Şayet fail, fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hakaretinin mağdur tarafından da doğrudan algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda da suç huzurda işlenmiş sayılacaktır.
Hakaret suçunun huzurda işlenmemesine rağmen, Kanun tarafından huzurda işlenmiş gibi cezalandırılan hali ise, ileti yoluyla yapılan hakarettir. TCK’nın 125/2. maddesinde, “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” demek suretiyle, tahkir edici nitelikteki fiilin, ileti yoluyla mağduru hedef alması durumunda failin huzurda hakaret etmiş gibi cezalandırılacağı belirtilmiştir. Buna göre, hakaret içeren bir mektup, telefon konuşması veya yazılı bir mesaj huzurda söylenmiş gibi cezalandırılacaktır.
İleti yoluyla hakarette, failin kullandığı vasıtalar ile mağduru hedef aldığını bilmesi ve mağdur tarafından bu fiilin öğrenileceğini istemesi gerekir. Şayet ileti mağdurdan başka birisine gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise, huzurda hakaret suçu oluşmayacaktır. Zira, fail mağdurun hakareti öğrenmesi kastıyla hareket etmemiştir.
İleti yoluyla hakaretin, huzurda hakaret gibi cezalandırılabilmesi için sanığın iletilme kastı ile hareket etmesi gerekir. Sanığın, mağdurun gıyabında üçüncü kişilerle yaptığı telefon konuşmalarında hakaret içerikli sözler söylediği, sanığın haberi olmadan konuşmaların telefona kaydedilmesi üzerine mağdurun bahse konu konuşmaları öğrenerek şikayetçi olduğu, bu suretle sanığın iletme kastıyla hareket etmediği anlaşılmakla sanığın hakaret suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-) Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Bilecik 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/07/2017 tarihli ve 2017/39 esas, 2017/387 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-) Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3-) Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 21/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.