19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12878 Karar No: 2020/3821 Karar Tarihi: 11.05.2020
5015 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/12878 Esas 2020/3821 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve 5015 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle mahkumiyet hükmü ile birlikte nakilde kullanılan aracın iadesine karar verilen bir dava temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede, yerel mahkemenin iade kararının bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tükenmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı belirtilmiştir. Ayrıca, AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa'nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı düşünülen aracın iadesi konusunda Yargıtayca denetim yapılması gerektiği vurgulanmıştır. İkinci başlıkta ise, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik olarak 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir\" şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi göz önünde bulundurularak, yargılamanın yeniden yapılması ve sanığın cezasının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmi
19. Ceza Dairesi 2019/12878 E. , 2020/3821 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5015 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemece, mahkumiyet hükmü ile birlikte nakilde kullanılan aracın 5607 sayılı Kanunu"un 13 ve TCK"nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, nakil aracı hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tükenmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle; 1-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede; Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelenmede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadarindirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanıkların mükerrir olup olmadığı gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.