21. Hukuk Dairesi 2018/436 E. , 2018/8671 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, ... ile davalılar 1)Sosyal Güvenlik Kurumu vekili Av. ..., 2) ... ve Yayıncılık A.Ş vekili Av. ..., 3)... Vek. Av. ..., 4)... Dergi Basım Yay.San.ve Tic. A.Ş. Vekili Av. ... aralarındaki tespit davası hakkında ... . İş Mahkemesince verilen 11/10/2016 gün ve 2015/225 Esas 2016/284 Karar sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 20/11/2017 gün ve 2017/142 Esas, 2017/9468 Karar sayılı ilamına karşı davalılardan TMSF vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
... vekili 10.01.2018 tarihli dilekçe ile Dairemizin 20/11/2017 Tarih ve 2017/142 E, 2017/9468 K sayılı Onama kararında maddi hata olduğunu, maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 20/11/2017 gün ve Esas: 2017/142, Karar: 2017/9468 sayılı Onama kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, davacının 01.03.2000- 01.10.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarından dolayı 506 sayılı Yasanın Ek-5. maddesine göre itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Somut olayda; davanın davalı ... Tek. Ve Basın Hiz. AŞ" aleyhine açılıp, yargılama sırasında diğer davalılar ... ile ... Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. Ve Tic. A.Ş davaya dahil edilmiş olmasına karşın, mahkemece davanın kabulü karşısında dahili davalı TMSF yönünden olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; gerekçeli karar başlığında davalıların tamamının adına yer verilmemesi hatalıdır.O halde ..."nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.