Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13541 Esas 2019/7543 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13541
Karar No: 2019/7543
Karar Tarihi: 20.11.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13541 Esas 2019/7543 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, Hazine'nin kadastro sürecinde kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin komşu taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak açtığı bir davaya ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı Hazine'nin iddiası reddedilmiş ve taşınmazın yüzölçümü 3.599,27 metrekare olarak tespit edilmiştir. Ancak, dava açılırken hasım gösterilmemiş olması nedeniyle, Mahkemece davanın usulden reddine karar vermesi gerektiği ancak esasına girilerek ret kararı verildiği belirtilmiştir. Kanun hükümlerine göre, kadastro davaları çekişmeli yargı işi olduğundan hasımsız dava açılamaz. Bu nedenle, hükmün usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kanun Maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2016/13541 E.  ,  2019/7543 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Uygulama kadastrosu sırasında, ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1220 parsel sayılı 4000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 146 ada 99 parsel numarasıyla ve 3.599,27 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin komşu taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 146 ada 99 parsel sayılı taşınmazın uygulama tutanağında belirtildiği şekilde 3.599,27 metrekare yüzölçümüyle tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın batı sınırında bulunan taş duvar ile kuzey sınırında bulunan kuru derenin zemin deki yerinin değişmediği, söz konusu sınırların sabit sınır olması gerektiği, ancak ilk tesis kadastrosunda hatalı olarak bu kısımların parsel içerisinde yanlış olarak değerlendirildiği, ilk tesis kadastorusunda kullanılan hesaplama ve ölçü tekniğinin ve metod farklılığının yüzölçümü farklılığına sebebiyet verdiği ve uygulama kadastrosu çalışması ile söz konusu hatanın düzeltildiği gerekçesiyle, davanın esastan reddine karar verilmiştir. Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ne var ki, davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 146 ada 99 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla, hasım göstermeden dava açmış olup Mahkemece, kadastro davalarının çekişmeli yargı işi olduğu ve hasımsız dava açılamayacağı hususu göz ardı edilmiştir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı Hazine tarafından hasım gösterilmeksizin açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibarı ile doğru olup, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasında “Davanın” sözcüğünden sonra “usulden” sözcüğünün yazılmasına, hüküm ve hüküm gerekçesinin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.