Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/5192
Karar No: 2022/1226
Karar Tarihi: 09.03.2022

Danıştay 10. Daire 2021/5192 Esas 2022/1226 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/5192 E.  ,  2022/1226 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/5192
    Karar No : 2022/1226

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1) ...
    2) ....
    VEKİLLERİ : Av. ...
    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ..... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:.., K:... sayılı kararının, davalı idare tarafından aleyhine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, müşterek çocukları olan ...'ın 05/05/2012 tarihinde Van ili, .... ilçesi, ... Köyü'nden geçen sulama kanalına düşmesi neticesinde boğularak hayatını kaybetmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek davacılardan baba .... için 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, anne ... için 50.000,00 TL (miktar artırım dilekçesi ile 79.616,07 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti.... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, davacıların müşterek çocukları ....'ın Van ili, Muradiye ilçesi, .... Köyü'nden geçen sulama kanalına düşmesi sonucu boğularak hayatını kaybetmesinde, davalı idarenin kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise hangi oranda kusurlu olduğunun tespiti amacıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda; Van ili, Muradiye ilçesi, ... Köyünden geçen sulama kanalının ... Müdürlüğü'nün sorumluluğunda bulunduğu, sulama kanalının tarımsal faaliyetler için kullanıldığı ve bu nedenle bölge sakinleri için kamu yararı taşıdığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün belirli noktalara uyarı levhaları koymadığı, koruma duvarı, çit vb. yapmadığı, meskun alan içerisinde meydana gelen olayda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün sulama kanalının üzerini kapatması gerektiği, şayet bu mümkün olmuyorsa kanala doğrudan ulaşımı engelleyecek bariyer ve çitlerin sulama kanalının etrafına inşa edilmesi gerektiği, meydana gelen ölüm olayında, kanal ile ilgili herhangi bir tedbir almayan/aldırmayan, kanalın işletmesinden, bakım, onarım ve güvenliğinden doğrudan sorumlu olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün ve iki yaşındaki çocuğa gereken özen ve dikkati göstermeyen ebeveynlerin birlikte kusurlu olduğu tespitlerine yer verilerek, dava konusu olayın yaşanmasında davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün %50, davacıların %50 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, bu çerçevede davacılar ... ile ...'ın, müteveffa ...'ın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle yoksun kaldıkları destek tutarının hesaplanması için Mahkemelerince dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda baba ... için 47.874,30 TL, anne ... için 79.616,07 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, buna göre dava konusu olayda davacıların da müterafik kusuru gözetilmek suretiyle hizmet kusuru bulunan davalı idarenin davacıların zararlarını kusuru oranında karşılaması gerektiği gerekçesiyle davacıların maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle ... için 23.937,15 TL, ... için 39.808,03 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, müşterek çocukları ...'ın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayda duydukları elem ve ızdırap karşılığı ... ve ... için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların kararın söz konusu kısmının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi 3. fıkrası uyarınca tarafların bu kısma yönelik istinaf başvurularının reddine; manevi tazminata yönelik davacıların istinaf istemlerinin, davacılardan ... yönünden kabul edilerek 60.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulü ile anılan tutarın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine; diğer davacı ... yönünden 10/06/2021 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle mirasçılarının davayı takip etme yönünde başvurularına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, davalı idarenin manevi tazminata yönelik istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu olayın gerçekleştiği kanalın sulama kanalı olup vatandaşların tarlalarına su ulaştırabilmesi için üzerinin açık olması gerektiği, kanalın üzerinin kapatılması halinde vatandaşların sudan yararlanma haklarının kısıtlanacağı, dava konusu olayda idarelerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kararın kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin; kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının davacılardan ... yönünden maddi tazminata ilişkin istinaf isteminin reddine ilişkin kısmının bozulması, kısmen reddi ile kararın diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    A) Bölge İdare Mahkemesi Kararının, Davacılardan ... Yönünden İncelenmesi:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik" başlıklı 26. maddesinde, "1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçıları aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir..." hükümlerine yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davacılara ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden, davacılardan ...'ın temyize konu Mahkeme kararının verildiği 29/06/2021 tarihinden önce 10/06/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
    2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 2. fıkrasının "yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." hükmünden kastedilen; münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bölge İdare Mahkemesince davacılardan ...'ın vefat etmiş olduğu ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, manevi tazminat istemi yönünden 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmişse de, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmı bakımından ... yönünden bir ayrıma gidilmeksizin istinaf başvurularının reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Bu durumda; İdare Mahkemesince, davacılardan ...'ın manevi tazminat isteminin yanı sıra maddi tazminat istemi yönünden de 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

    B) Bölge İdare Mahkemesi Kararının, Davacılardan ... Yönünden İncelenmesi:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
    İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
    Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinin 2. fıkrasında, eşlerin, çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
    Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların hizmetin sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken, olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olup olmadığının, dolayısıyla olayda müterafik kusur bulunup bulunmadığının da ortaya konulması gerekmektedir. Müterafik kusur, zarara uğrayanın, zararın doğumuna veya zararın artmasına yardım / etki etmesidir. Böyle bir durumda, zarara uğrayana ve yakınlarına ödenecek tazminat miktarları müterafik kusur oranında orantısal olarak azaltılmalıdır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    a) ...'ın Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne Yönelik İstinaf İsteminin Reddine İlişkin Kısımının İncelenmesi:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın, davacılardan ...'ın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin bölümüne yönelik istinaf isteminin reddi yolundaki kısmı, usul ve hukuka uygun olup, davalı idarece ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir.
    b) ...'ın Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Reddine Yönelik İstinaf İsteminin Kabulüne İlişkin Kısımının İncelenmesi:
    Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği, zararlı sonuca etkisi ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
    Temyiz konusu Bölge İdare Mahkemesi kararında, dava konusu olay nedeniyle davacı ...'ın 100.000,00 TL'lik manevi tazminat isteminin 60.000,00 TL'lik kısmı kabul edilmiş ise de; manevi tazminatın ilgilinin duyduğu elem ve üzüntünün kısmen giderilmesini sağlayan manevi bir tatmin aracı olduğu ve olayın meydana gelmesinde davacının da müterafik kusuru bulunduğu gözetildiğinde, davacının manevi varlığında meydana gelen zararın giderilebilmesi için makul ve hakkaniyetli bir miktarda manevi tazminata hükmolunması gerekirken; Bölge İdare Mahkemesince takdir edilen 60.000,00 TL manevi tazminatın yüksek olduğu; ayrıca davacının toplam isteminin 100.000,00 TL olmasına rağmen, istemin reddedilen kısmının 140.000,00 TL olarak belirtilmesinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN REDDİ ile ... İdare Mahkemesinin .... tarih ve E..., K:... sayılı kararının davacılardan ...'ın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmına karşı yapılan istinaf isteminin reddine ilişkin .... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin .. tarih ve E:... K:.... sayılı kararının bu kısmının ONANMASINA,
    2. Davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜ ile ... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı kararının manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin istinaf istemlerinin kabulü ile ...'ın manevi tazminat isteminin toplam 60.000,00 TL'sinin kabulü, 140.000,00 TL'sinin reddi yolunda verilen ... Bölge İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bu kısmının BOZULMASINA,
    3. Anılan kararın, davacılardan ... yönünden 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 1. fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Erz...urum Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle KESİN OLARAK karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi