22. Hukuk Dairesi 2013/4841 E. , 2013/7405 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücretli izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 15.03.2006-12.07.2010 tarihleri arasında davalı işverenlikte mikser şoförü olarak çalıştığını, davacının gerçek ücretinin bordrolarda daha düşük gösterildiğini, davalı işyerinde 08:30-22:30 saatleri arasında çalıştırıldığını, ayda yalnızca iki gün izin kullanabildiğini, bu çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, sözlü taleplerinin yerine getirilmemesi üzerine 08.07.2010 tarihli ihtarnamesi ile fazla çalışma ve diğer işçilik alacaklarının ödenmesi, aksi takdirde iş sözleşmesini feshedeceğini işverene ihtar ettiğini, ihtarın işverenliğe 08.07.2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen talep olunan alacaklar ödenmediğinden 13.07.2010 tarihli ihtarname ile davacının iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/ll-e. bendi uyarınca haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının mazeretsiz ve haklı neden olmaksızın işe gelmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davacının işten ayrıldığı tarihte asgari ücret aldığını, fazla çalışma yaptığı dönemlerde yaptığı fazla çalışma ücretinin almış olduğu normal ücrete eklenmek suretiyle ödendiğini, imzalı ücret bordroları ile bu durumun sabit olduğunu, keza davacının hafta tatili izinlerinin tamamını kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı da bulunmadığını, yıllık izinlerinin tamamını kullandığını ve bedelinin ödendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı işçinin, fazla çalışma yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, hükme esas alınan hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, takografların incelenmesinde, yerleşik Yargıtay uygulaması gereği belirlenen azami fazla çalışma sürelerinin ziyadesiyle aşıldığı belirtilerek, davacının azami haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığı kabulü ile fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır.
Mahkemece, fazla çalışma ücret alacağının hesaplanması için hukukçu bilirkişiden rapor alınmış ise de, davacı tarafından dosyaya sunulan takoğraf kayıtlarının incelenmesi uzmanlık gerektiren bir husustur. Dava konusu fazla çalışma ücretinin hesaplanması için öncelikle davacının haftalık çalışma sürelerinin belirlenmesi gerekir. Çalışma sürelerinin belirlenmesi bakımından sözkonusu kayıtların konusunda uzman bir bilirkişiye incelettirilerek, gerekirse hukukçu bilirkişiden ek rapor alınarak, dosyadaki tüm deliller bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.