Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1534
Karar No: 2019/9288
Karar Tarihi: 21.05.2019

Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/1534 Esas 2019/9288 Karar Sayılı İlamı

 

 

18. Ceza Dairesi         2019/1534 E.  ,  2019/9288 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma neticesinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 22/10/2018 tarihli ve 2018/5842 soruşturma, 2018/40125 esas, 2018/28306 sayılı iddianamenin iadesine dair İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/10/2018 tarihli ve 2018/516 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli ve 2018/1454 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, 25/02/2019 gün ve 18104 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet Savcısı"nın dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet Savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği,
Somut olayda, İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi"nce; "İstanbul 5. Aile Mahkemesi"nin 02/01/2018 tarih, 2018/3 Değişik İş sayılı kararında şüpheli hakkında, 6284 sayılı Kanun uyarınca 3 ay süre ile müştekinin konutuna yaklaşmama yönünde tedbir kararı verildiği, iddianame anlatımında şüphelinin, olay günü müştekinin konutuna giderek atılı suçu tedbir kararından sonra 09/01/2018 tarihinde işlediği iddia edilmesi karşısında, şüphelinin atılı eyleminin anılan tedbir kararının ihlali olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirmenin de görevli Aile Mahkemesi"nce yapılması gerektiğinden, görevli mahkemeye hitaben iddianame düzenlenmeyerek CMK"nın 170/3. maddesine aykırı düzenlendiği anlaşılan iddianamenin CMK"nın 174. maddesi gereğince iadesine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçeyle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, iddianamenin iadesine gerekçe olarak gösterilen 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun"un tedbir kararlarına aykırılık başlıklı 13/1. maddesi; "Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur." şeklinde bir düzenleme getirdiği, bu düzenlemenin, Aile Mahkemesi"nin vermiş olduğu tedbir kararının ihlâl edilmesi durumunda hükmedilecek zorlama hapsi yaptırımının, tedbir kararına hükmeden Aile Mahkemesi"nce verilmesi gerektiğini düzenlediği, ancak anılan kanun hükmünden, fiilin ayrıca suç oluşturması hâlinde yapılacak olan ceza yargılamasının da Aile Mahkemesi tarafından yürütülmesi gerektiği anlamının çıkarılamayacağı, şu hâlde anılan yargılamanın Ceza Muhakemesi"nin genel hükümleri çerçevesinde Asliye Ceza Mahkemesi"nce yürütülmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun iddianamenin iadesine ilişkin 174. maddesi;
"1- Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine karar verilir.
2- Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
3- En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
4- Cumhuriyet Savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
5- İade kararına karşı Cumhuriyet Savcısı itiraz edebilir." biçiminde düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum”da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet Savcısı"dır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
İncelenen dosyada, şüphelinin boşanma aşamasında olduğu eşi müştekinin ikamet ettiği eve İstanbul 5. Aile Mahkemesi"nin 2018/3 Değişik İş sayılı 6284 sayılı Kanun uyarınca verilen uzaklaştırma kararına aykırı olarak gittiği, kapıyı çaldığı ve müştekinin kapıyı açmaması üzerine ikametin penceresini açarak müştekiyle konuştuğunun iddia edildiği, bu suretle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dava açıldığı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun"un 13/1. maddesinde "Bu kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi halinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hakim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur." şeklindeki düzenleme ile tedbire muhalefet eyleminin yaptırımının düzenlendiği, tanımlar başlıklı 2. maddesinin (c) bendinde ise hakim tanımının aile mahkemesi hakimini ifade edeceğinin belirtilmesi karşısında, tedbir kararlarına aykırılık halinde görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu anlaşıldığından iddianamenin iadesine karar verildiği, bunun üzerine yapılan itiraz neticesinde mercii tarafından itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
Ceza Muhakemesi Hukuku"nun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete ve uzlaşmaya bağlı olduğu, soruşturma aşamasında müştekinin şikayetçi olduğu ve uzlaşmak istemediğini beyan ettiği, şüphelinin isnat edilen eylemi gerçekleştirdiğini beyan ettiği, dosya kapsamındaki kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Bahse konu eylemin suç olarak nitelendirilmesinde takdir hakkının Cumhuriyet Savcılığı"na ait olduğu, hukuki nitelendirmenin 5271 sayılı CMK"nın 170 ve 174. maddeleri uyarınca iade sebebi olarak kabul edilmediği görülmektedir.
Bu itibarla, iddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken mercii tarafından itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1) İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli ve 2018/1454 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 21/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi