Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Bozma öncesi verilen karar kamulaştırmadan arta kalan ve 01.10.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (c) harfi ile gösterilen 1.410,15 m2"lik (ifrazen oluşan 97 parsel) kısmın geometrik durumu ve yüzölçümü nazara alındığında bu bölümde % 15 oranında değer azalışı olacağından bahisle bozulduğu ve bu hususun davacı idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, mahkemece arta kalan ve aynı krokide (a) harfi ile gösterilen 11.529,97 m2"lik (ifrazen oluşan 95 parsel) kısım için 30.000,00-TL değer azalış bedeli hesaplayan bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle fazla bedel tespiti, 2)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içinde sonuçlandırılamayan davada bozmadan sonra tespit edilen kamulaştırma bedeli ilk karar ile hüküm altına alınan bedelden düşük olduğundan ve ilk karar ile kamulaştırma bedelinin tamamı davalı tarafa ödendiğinden, acele el koyma kararından sonra davalı taraf adına bankaya bloke edilen miktarın bozma sonrası oluşan kamulaştırma bedelinden mahsubundan sonra kalan kısmına 15.10.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 24.01.2013 gününe kadar faiz işletilmesi gerektiği gözetilmeden, bu usule uyulmadan faiz yürütülmesi,
Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.