Esas No: 2021/3641
Karar No: 2022/803
Karar Tarihi: 09.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3641 Esas 2022/803 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3641 E. , 2022/803 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3641
Karar No : 2022/803
TEMYİZ EDENLER : I-(DAVALI) ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL): ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA DİĞER MÜDAHİL : ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Karabük ili, Safranbolu ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, .. parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, söz konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan 27/09/2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
İlgili mevzuatta belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programlarını hazırlamak zorunluluğu getirildiği, imar planlarının yürürlüğe girmesinden sonra, imar programına alınan taşınmazların imar planında 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde yer alan fonksiyonlara ayrılmış olması durumunda öncelikle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapılıp İmar Kanununun 18. maddesinde sayılan fonksiyonlardan olan bahse konu yolun düzenleme ortaklık payından karşılanabileceği ve mülkiyet hakkı kapsamında davalı idarece gerekli işlemler yapılarak davacının talebinin yerine getirilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Safranbolu Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu karar üzerine düzenlenen tescil bildirim beyannamesi ve tapu kayıtlarının incelenmesinden, Karabük ili, Safranbolu ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parselin imar yoluna mülkiyet terkinleri yapıldıktan sonra ... , ..., ..., ... sayılı parsellerin oluştuğu; bu nedenle, yürürlükteki imar planında belirlenen yolun kamulaştırma işlemine gerek kalmadan fiilen açılmasında hukuki bir engelin bulunmadığı anlaşıldığından istinaf yoluna başvurulan Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 17/11/2020 tarih ve E:2020/3079, K:2020/10941 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlık konusu olayda, ... ada, ...sayılı parselin imar yoluna mülkiyet terkinleri yapıldıktan sonra ... , ... , ... , ... sayılı parsellerin oluştuğu; bu nedenle, yürürlükteki imar planında belirlenen yolun kamulaştırma işlemine gerek kalmadan fiilen açılmasında hukuki bir engelin bulunmadığı anlaşılmış olsa da, dosyada bulunan İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün yazısında imar planında yer alan yolun diğer kısmını oluşturan ... ada, ... , ... ve ... sayılı parsellerin imar programında yer almadığı, bu nedenle ... sayılı parselin sınırına kadar yol açılabileceği, ... ada, ... , ... ve ... sayılı parsellerin kamu eline geçmeden imar yolunun tamamının açılamayacağı görüldüğünden, imar planlarında öngörülen ulaşım sisteminin bir parçası olan imar yollarının güzergahının belirlenmesi sırasında yolun devamlılığının ve diğer yollarla bağlantısının gözönünde bulundurulması zorunluluğu uyarınca çıkmaz yol niteliğinde bir yol formunun ulaşım sistemine ve mevzuata aykırılık taşıdığı sonucuna ulaşıldığı,
Bu durumda, mevcut mülkiyet terkinleri ile ulaşım sistemine ve mevzuata uygun olmayan bir yol formu oluşacağı görüldüğünden, dava konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararıyla; Dairelerinin ilk kararında yer verilen gerekçe tekrar edildikten sonra, imar planında yol olarak planlı bulunan alanda, sadece bir kısmı için ifrazların yapılmadığı gerekçesiyle yolun açılması yönündeki davacı talebinin ilanihaye, parselasyon yapma yekisini de haiz bulunan belediyenin takdirine bırakılmasının kabulünün de hukuken mümkün bulunmadığı gerekçesi eklenmek suretiyle istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare ve davalı idare yanında müdahillerden ... tarafından; işlem tarihi itibarıyla davacının başvurusuna ilişkin herhangi bir ödenek ayrılmadığı için talebin reddedildiği, mahkemenin davalı idare yerine geçerek işlem tesis etmeye çalıştığı, idarenin işlemleri hakkında yerindelik denetimi yapılamayacağı, aynı zamanda idarelerin işlem tesis etmeye zorlanamayacağı, mevzuata göre parselden terk suretiyle yol oluşturulamayacağı gibi ifraz suretiyle çıkmaz sokak oluşturulamayacağı, bireysel faydaya nazaran kamu yararına üstünlük tanınması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyize konu kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı yanında müdahil ...'un yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :Karabük İli, Safranbolu İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, söz konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan 27/09/2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde, "Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır.
Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 6. maddesinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
Anılan Kanunun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinin 6. fıkrasında da; "İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde, a) Devamlığı olan bir yol belli bir kesimde şerit sayısı azaltılamaz ve daraltılamaz. b) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu esas alınır. c) İmar planlarındaki gelişme alanlarında geçiş amaçlı 3,00 metreden dar yaya yolu, 10,00 metreden dar trafik yolu açılamaz; yerleşik alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. Ancak parseller 7,00 metreden dar yollardan mahreç alamaz. ç) İmar planı değişikliği ile taşıt geri dönüş kurbu olmayan çıkmaz yol ihdas edilemez. d) İmar planlarında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan karayollarında yapılacak her türlü değişiklikte bu Kuruluştan alınacak görüşe uyulur. e) Plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir." hükmü bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3194 sayılı İmar Kanunu'nun yerleşimlerin ve bu yerleşimlerdeki yapılaşmanın sağlıklı şekilde teşekkülünü sağlama amacını taşıyan sistematiği incelendiğinde; düzenli ve sağlıklı yaşam çevreleri oluşturmak için öncelikle imar planlaması yapılması, bu planlamaya dayalı olarak arazi ve arsa düzenlemesi yapılması, daha sonra yapılan arazi ve arsa düzenlemesine uygun olarak yapılaşma ve buna ilişkin esaslar ile bu konudaki diğer uygulamaların gerçekleştirilmesini öngören bir sistem getirdiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple planlamaya ve devamına ilişkin süreçte ortaya çıkan sorunların özetlenen sistemin dışına çıkılarak yapılacak fiili uygulamalar yoluyla çözülmesi mümkün olmadığı gibi bu durum Kanun'un amacının gerçekleştirilmesini de engelleyici sonuçlar doğurabilecektir.
Belirtilen bu yaklaşım esas alınarak uyuşmazlık konusu olay incelendiğinde; dava konusu taşınmazın komşuluğunda bulunan ... ada, ... sayılı parselin imar yoluna mülkiyet terkinleri yapıldıktan sonra ... , ... , ... , ... sayılı parsellerin oluştuğu; bu nedenle, yürürlükteki imar planında belirlenen yolun taşınmazın kuzeydoğu istikametine isabet eden kısmının kamulaştırma işlemine gerek kalmadan fiilen açılmasında hukuki bir engelin bulunmadığı anlaşılmış olsa da, yolun diğer kısmının isabet ettiği ... ada, ... , ... ve ... sayılı parsellerin kamu eline geçmeden imar yolunun tamamının açılamayacağı görüldüğünden, imar planlarında öngörülen ulaşım sisteminin bir parçası olan imar yollarının güzergahının belirlenmesi sırasında yolun devamlılığının ve diğer yollarla bağlantısının gözönünde bulundurulması zorunluluğu uyarınca çıkmaz yol niteliğinde bir yol formunun ulaşım sistemine ve mevzuata aykırılık taşıyacağı sonucuna ulaşılmakta ve bu durum yukarıda yer verilen planlama süreci ve devamına ilişkin sistematiğe aykırı davranılması durumunda ortaya çıkacak sakıncalara örnek teşkil etmektedir. Bu sebeple alana ilişkin fiili durumdan hareket edilmek suretiyle uyuşmazlığın çözümü mümkün bulunmamaktadır.
Ancak, İmar Kanununun 3. maddesinde herhangi bir sahanın imar planındaki esaslardan farklı amaçlarla kullanılamayacağı, bu amacın yerine getirilmesine ilişkin ise 10. madde hükmüyle, belediyelere imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içinde imar programını hazırlama, yatırımcı kuruluşlara imar planlarında kamu hizmetine ayrılan arsaları imar programı süresi içerisinde kamulaştırma, yine yetkili idari makamlara kamulaştırmaya ilişkin ödeneği yatırımcı kuruluşun bütçesine koyma mükellefiyeti yüklenmek suretiyle, kanun koyucu tarafından kamu yararı adına fedakarlığa katlanmak durumunda kalan taşınmaz maliklerinin mülkiyet haklarının ihlal edilmesi sonucunu doğuracak şekilde uzun süre taşınmazlarının imar programlarına alınmadan bekletilmesi uygun görülmemiş ve idareye herhangi bir takdir yetkisi tanınmaksızın bağlayıcı sürelerle gerekli işlemleri yapma görevi verilmiştir.
Bu nedenle, İmar Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca; imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içinde bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlama konusunda bağlı yetki içerisinde bulunan idarenin söz konusu taşınmazların imar programı kapsamında bulunmadığı gerekçesine dayanarak tesis ettiği işlemde hukuka uyarlık, anılan işlemin iptali yolundaki temyize konu kararda ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve davalı idare yanında müdahil ...'un temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararının yukarıda yer verilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idare yanında müdahil ...'a iadesine,
4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesinin 6. fıkrasında yer alan "İmar planı değişikliği ile çıkmaz sokak ihdas edilmez." hükmü uyarınca mevcutta çıkmaz olan yolun imar planından kaldırılması ve tekrar çıkmaz yol şeklinde devam etmesinin yönetmelik ve planlama teknikleri açısından uygun olmadığı, bu nedenle bu statüden çıkarılıp diğer bir tali yola bağlanmasının planlama teknikleri açısından bir gereklilik olduğu açıktır.
Dosyada yer alan Safranbolu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminde, bahse konu alanda ... ada, ... sayılı parselden yola terk işlemi yapıldığı, ... ada, ..., ... ve ... sayılı parsellerin bir kısmının belirtilen yol güzergahında kaldığı, ... ada, ..., ... ve ... sayılı parsellerin imar programında yer almadığı, bu nedenle ... sayılı parselin sınırına kadar yol açılabileceği,... ada, ..., ... ve ... sayılı parsellerin kamu eline geçmeden imar yolunun tamamının açılamayacağı hususu yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, ... ada, ... sayılı parselin imar yoluna mülkiyet terkinleri yapıldıktan sonra ... , ... , ... , ... sayılı parsellerin oluştuğu; bu nedenle, yürürlükteki imar planında belirlenen yolun kamulaştırma işlemine gerek kalmadan fiilen açılmasında hukuki bir engelin bulunmadığı anlaşılmış olsa da, yukarıda anılan İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün yazısında imar planında yer alan yolun diğer kısmını oluşturan ... ada, ..., ... ve ... sayılı parsellerin imar programında yer almadığı, bu nedenle ... sayılı parselin sınırına kadar yol açılabileceği, ... ada, ... , ... ve ... sayılı parsellerin kamu eline geçmeden imar yolunun tamamının açılamayacağı görüldüğünden, imar planlarında öngörülen ulaşım sisteminin bir parçası olan imar yollarının güzergahının belirlenmesi sırasında yolun devamlılığının ve diğer yollarla bağlantısının gözönünde bulundurulması zorunluluğu uyarınca çıkmaz yol niteliğinde bir yol formunun ulaşım sistemine ve mevzuata aykırılık taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, mevcut mülkiyet terkinleri ile ulaşım sistemine ve mevzuata uygun olmayan bir yol formu oluşacağı görüldüğünden, dava konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.