22. Hukuk Dairesi 2012/19971 E. , 2013/7370 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebeple yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Mahkemece, davacının derslere ve sınavlara girmeme, derse geç girip erken çıkma eylemlerine ilişkin, daha önce tutulmuş tutanak, savunma yazısı, uyarı gibi somut belge ve bilgilere ve tanık beyanlarına rastlanılmadığı, haklı sebeple fesih yapıldığının işverence ıspatlanamadığı, haklı sebeple fesih hakkının işverence altı işgünü içerisinde kullanılmadığı, feshin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Öncelikle çözümlenmesi gereken husus, uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı yolu mu yoksa idari yargı yolu mu olduğudur.
Hukukumuzda yargı yolu için de, görev tabiri kullanılmaktadır. Görev gibi, yargı yolu da kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeple, yargılamanın her aşamasında mahkemenin davada yargı yolunun caiz olup olmadığını kendiliğinden gözetmesi gerekir.
Uyuşmazlık Mahkemesi 05.11.2012 tarih ve 2012/189 esas - 2012/234 karar, 24.12.2012 tarih ve 2012/223 esas - 2012/282 karar sayılı kararları ile vakıf üniversitelerinde öğretim üyesi (sırasıyla Prof. Dr, Yrd. Doç.) olarak çalışan davacıların iş sözleşmesinin feshi sebebiyle işlemin iptali istemi ile idari yargıda açılan davalarda, idare mahkemelerinin, görevli mahkemenin adli mahkemeler olduğu yönündeki itirazlarını reddederek, görevli olduklarını kabul etmesi sebebiyle, davalı idare vekillerinin görev uyuşmazlığı çıkartılmasını talep etmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ve Danıştay Başsavcılığının hukuki mütalaaları alındıktan sonra; "Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır. Bu açıdan davacının, iş sözleşmesinin feshine ilişkin işleminin de 2577 sayılı Kanun"un 2. maddesinin l. fıkrasının (a) bendinde tanımı yapılan iptal davasına konu edilebilecek nitelikte bir idari işlem niteliği taşıdığı; bu işlemin hukuka uygunluğunun denetiminin de, Anayasayla bu denetim için oluşturulan idari yargının görev alanında bulunduğu sonucuna varılmıştır." şeklinde karar vermiştir.
Dava konusu somut olayda, davacı, İstanbul Aydın Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmakta olup, Uyuşmazlık Mahkemesinin yukarıda anılan kararlarında belirtildiği üzere, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğundan hükmün görev-yargı yolu yönünden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, 05.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.