Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5572
Karar No: 2020/1534

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5572 Esas 2020/1534 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2018/5572 E.  ,  2020/1534 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin paylı malik oldukları ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 3349 ve 3350 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün kıyıda kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak tapularının kısmen iptal edilmesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu beyan ederek; şimdilik 10.000,00.-TL tazminatın terkin tarihinden işleyecek yasal faiziyle Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 27.10.2011 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplam 342.500,00.-TL olarak ıslah etmiş, faizin başlangıç tarihine ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Davalı ...; davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, Hazineden tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kabulüne yönelik verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.05.2012 gün 2012/2766 E. - 2012/5626 K. sayılı kararıyla bozulmuştur. Bozma kararında özetle; "...Hazine zamanaşımı definde bulunmuş ise de çekişmeli 3349 ve 3350 sayılı parsellerin Hazine tarafından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 1988/250 E. sayılı dava sonunda, 3349 ve 3350 sayılı parsellerin sırasıyla 10612 m² ve 4612 m² yüzölçümlü bölümlerinin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapularının iptaline ilişkin kararın 1994 yılında kesinleştiği, taşınmazların satış suretiyle 1995 tarihinde davacılar adına tescil edilmiş olduğu, taşınmazların davacılar adına kayıtlı iken yukarıda sözü edilen ilamın 25.3.2008 tarihinde infaz edilerek anılan kesimlerin terkin edildiği, zararın terkinle gerçekleştiği, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı, Hazineye karşı açılan dava sonucunda bedele hükmedilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu, ancak mahkemece bedelin belirlenmesi bakımından yapılan incelemenin hükme yeterli olmadığı, bu sebeple çekişmeli taşınmazın niteliğinin tespit edilip, arazi ise net zirai gelir yöntemiyle arsa ise emsal incelemesi yapılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi,..." gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra toplam 207.336,81.-TL tazminatın 10.000,00.-TL"sinin terkin tarihi olan 25.03.2008 tarihinden, 197.336,81.-TL"sinin ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17.02.2014 gün ve 2013/19225 E. - 2014/3655 K. sayılı kararıyla Hazinenin temyiz itirazları reddedilmiş, davacılar vekilinin temyiz istemi kabul edilerek hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Davaya konu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin tespit edilmesi, hükmedilen bedelin tamamına değerlendirme tarihi itibariyle faiz yürütülmesi gerektiği..." belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne 245.082,62.-TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan
    alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.03.2017 gün ve 2015/5004 E. - 2017/2067 K. sayılı kararıyla davalı ... vekilinin temyiz istemi kabul edilmiş ve hüküm bir kez daha bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiştir. Uyulan bozma kararında çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerektiği açıkça belirtildiği ve eldeki dava 16.02.2011 tarihinde açıldığı halde hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu raporunda dava tarihinin 20.09.2012 olduğu açıklanıp ilçe tarım müdürlüğünün 2012 yılına ilişkin verilerine göre 245.082,62.-TL tazminat hesaplanmıştır. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki; hükmüne uyulan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma kararında taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilindiği üzere mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usûli kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün 21/9 sayılı YİBK). Bu sebeple raporları hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın dava tarihi olan 16.02.2011 tarihindeki değerinin belirlenmesi yönünde ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine, 156.300,04.-TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacılara tapu kaydındaki hisseleri oranında ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduyla değer belirlenerek taşınmazın gerçek bedelinin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır, sair temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Ancak; taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde yargılama giderlerinin paylaştırılmasına yönelik temyiz itirazları ileri sürülmüş olup, hüküm fıkrası incelendiğinde mahkemece yargılama giderlerinin paylaştırılmasında yanılgıya düşüldüğü, davacı tarafça sarfedilen harçların hiç değerlendirilmediği anlaşılmışsa da bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Şöyle ki, Hazinenin yargılama giderlerinden muafiyeti sadece harçlara münhasırdır, diğer yargılama giderleri yönünden Hazinenin muafiyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple hüküm fıkrasına 8. bent olarak; "Davacı tarafça yapılan 18,40.-TL başvuru harcı, 148,50.-TL peşin harç, 277,75.-TL keşif harcı, 143,30.-TL bozma öncesi temyiz harcı, 4.937,65.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.525,60.-TL harcın davada haksız çıkma oranına göre (%54,37 - %45,63), 3.004,26.-TL"sinin istek halinde davacı tarafa iadesine," cümlesinin yazılması suretiyle 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi